2019.11.30.DATÇADAKİ YEREL DEMOKRASİMİZE DAİR TARTIŞMA NOTLARI -2...('MAHALLE MECLİSLERİ YÖNERGESİ' ÜZERİNE 1-2-3)
DATÇADAKİ YEREL YÖNETİMİMİZE
DAİR TARTIŞMA NOTLARI -2
'MAHALLE MECLİSLERİ YÖNERGESİ' -1
07.11.2019 günü (ilkinde salt
çoğunluk sağlanamadığı için ikinci kez) toplanan Datça Kent
Konseyi 'seçimsiz' Genel Kurulunun, ilk bölümünde, 'Kent Konseyi
Yürütme Kurulu üyelerinin geçmiş deneyimlerden yola çıkarak
(her birinin farklı katkılarıyla) hazırladıkları ve tartışmaya
sundukları 'Kent Konseyi Çalışma Yönergesi Taslağı', uzun uzun
tartışılarak (adeta, Kent Konseyi katılımcısı bazı
arkadaşların 'ince eleyip, sık dokuması' sonucu) kabul edildi;
Çalışma yönergesinin bu yeni hali, Kent Konseyinin çalışmalarının
önünü açabildiği ölçüde anlam kazanacaktır.
***
İkinci bölümde, (Datça Kent
Konseyinin tanıtım ve sunum ifadesiyle) 'Mahalle Meclisleri
Yönergesi Taslağı'(Bknz:Datça Kent Konseyi/Facebook) gündeme
geldi;Yürütme Kurulu üyesi olan bir arkadaşın (kendi)
ifadesiyle 'Bir başka yerden gelen ve kendisi tarafından Datçaya
uyarlanan' bu 'taslak', taslağın 'hazırlanışına' ve şimdi
'neyin tartışılacağına' dair yapılan bazı itirazlar ve bu
çerçevedeki kısa görüş bildirimlerinden sonra, 'elimizin
altında bir taslak bulunsun' denilerek (tamamen bu niyetle);
içeriğine, nasıl kurulacağına, ne zaman kurulmaya başlanacağına
ve kimlerle kurulacağına vb.vb. dair tek bir cümlesinin bile
tartışılmasına gerek duyulmaksızın, genel kurula sunulduğu
haliyle 'kabul edildi'.
***
Şimdi, okumakta olduğunuz bu
yazının tartışma konusu olan bu 'Mahalle Meclisleri Yönergesi
Taslağı'nı okuyanınız var mı bilmiyorum; konunun iyice
anlaşılabilmesi için, konuya ilgi duyanlarımızın, bir biçimde
bu yönerge taslağını, öncelikle, bulup okuması çok yararlı
olacaktır. Lütfen!(Okumak isteyenler için, Bknz:Datça Kent
Konseyi/Facebook)
((Ülkemizde, resmi kayıtlara
göre(Bknz:e-içişleri gov.tr), 1389 yerleşim biriminde belediye
örgütlenmesi mevcuttur; kimse kesin rakam veremiyor ama 15.06.2015
tarihli bir habere göre(Bknz: Yeni Asya/Google), o tarihte 200, yani
%15'lik bir kısmında;bugün ise, 350 civarındakinde, yani
%25'inde, Kent Konseyinin kurulu durumda olduğu söyleniyor. Bu
Kent Konseylerinden hangisinde, ne zaman hazırlandığı ve
uygulamaya konulduğu, uygulama sonuçlarının neler olduğu
bilinmeyen (ya da bilenlerin bildiklerini, bu 'yönerge taslağı'nın
görüşüldüğü toplantıda katılımcılara açıklamadığı) bu
'Mahalle Meclisleri Yönergesi'.... Datça'ya uyarlanmış.
İşte, tartışma konumuz olan
'taslak', Datça kent Konseyinin Yürütme Kurulu üyesi olan
arkadaşın Datça'ya uyarladığını söylediği bu 'taslak'tır.))
***
2006 yılında çıkarılan 'Kent
Konseyi Yönetmeliği'nin hiç bir yerinde (2009 yılındaki
değişikliklerden sonra bile) 'Mahalle meclisleri' adı geçmez ve
hele hele, Kent Konseylerine, 'Mahalle Meclisleri kurma' görevi
verilmez; haliyle, bu, 'Kadın, Gençlik, Emekliler,
Engelliler...Meclisleri' gibi 'kurulması zorunlu meclisler' arasında
da sayılmaz.(Keza, Datça Kent Konseyi Yönergesinde de farklı bir
durum söz konusu değildir. Bknz:Datça Kent Konseyi/Facebook)
***
Yasa koyucunun ve dahası Datça
Kent Konseyi çalışma yönergesini ilk yazanların, bu yazının
tartışma konusu olan 'Mahalle Meclisleri'ne hiç değinmemelerinin
ve 'Mahalle Meclisi kurma'yı 'zorunlu görevler' kapsamında
saymamalarının nedenlerini bilemiyoruz. (Bu yazının tartışma
konusu, bunu sorgulamak ve bulmak değildir.)
***
Yasa koyucunun ilgili yönetmelikte
ve Datça Kent Konseyi Çalışma Yönergesi'ni ilk yazanların
ilgili yönergede 'Mahalle Meclisi'nden hiç bahsetmemesi ve bunu
'kurulması zorunlu meclisler' arasında saymaması, Datça Kent
Konseyi Genel Kurulunun, bu hususları, bir yönerge değişikliği
ile yönergeye eklemesine engel midir?
Hayır!
Eğer, (söz konusu olan bir
platform vb. değil, yasal olarak tanımlanmış ve ilgili
yönetmeliği ilgili bakanlıkça çıkarılmış bir örgütlenmedir;
o nedenle) yasal olarak buna engel bir durum yoksa, ki yoktur;
yürütme kurulu, genel kurulu toplar ve yeterli sayıya ulaşılmış
ise genel kurul üyeleri bu öneriyi tartışır; çoğunluk kabul
ediyorsa, değişiklik yapılır ve yönergeye eklenir.
Nitekim, 07.11.2019 günü ikinci
kez toplanan Datça Kent Konseyi seçimsiz Genel Kurul toplantısının
birinci bölümünde, her şey bu çerçevede olup-bitmiş ve
(Mahalle Meclisleri kurulması da dahil) istenilen değişiklikler
gerçekleştirilmiştir.
***
Bu değişiklik yapılmakla, iyi
bir şey mi yapılmıştır?
Evet! İkirciksiz, evet!
((''...Herhangi
bir kişinin ya da birilerinin keyfiyetine bağlı olarak değil, bir
ihtiyaca cevaben önerilen ve asıl işlevi, o ihtiyacı karşılamak
olan bütün örgütlenme biçimleri gibi kent konseyinin alt bir
örgütlenme biçimi olarak önerilen, kurulmaya çalışılan ve
kurulan 'Mahalle meclisi' de (DAHA İŞLERLİĞE SAHİP ALTERNATİF
BİR ÖRGÜTLENME BİÇİMİNİN OLMADIĞI YERLERDE) somut ve ileri
bir adımdır; haliyle, içeriğine, biçimlenmesine, işleyişine
vb. yönelik eleştiri hakkı saklı kalmak kaydıyla tereddütsüz
desteklenmeli ve sahiplenilmelidir.
Bunun
aksini düşünmek ve o çerçevede bir konumlanma içerisine girmek,
akla ziyan bir hareket olur.''(24.08.2019/Yerel Yönetimimizi
Demokratikleştirelim...Bölüm:17/a.b.ç)
Bu
satırlar, Ağustos ayında yazıldı ve yayınlandı.))
23.11.2019/Datça
Mehmet Erdal
'MAHALLE MECLİSLERİ YÖNERGESİ' -2
(('Kent Konseyi'ni ve ona bağlı
kurulması önerilebilecek/önerilen 'Mahalle Meclisi'ni teorik
olarak savunmadığımızın (çünkü, biz, yuttaşın özne olduğu
ve doğrudan yönetime katıldığı; söz-yetki ve karar alma
hakkının yalnızca onda olduğu bir yerel yönetim anlayışını
ve Mahalle Meclisini savunuyoruz); bu iki örgütlenme biçimini,
bizim irademize rağmen önerilmiş ve önümüze konulmuş somut bir
veri olarak gördüğümüzün; öncesi dönemle kıyaslandığında
'pozitif' bir öneri olmaları hasebiyle desteklediğimizin ve
içlerinde yer alınarak çalışılması gerektiğini
savunduğumuzun, artık 'bilindiğini' düşünerek, devam
ediyoruz.))
2006 yılında yayınlanan 'Kent
Konseyi Yönetmeliği'nde (2009 yılındaki değişikliklerden sonra
bile) ve bugüne kadar da Datça Kent Konseyi Çalışma
Yönergesinde 'Mahalle Meclisleri'nden hiç bahsedilmemesi; onun,
Kent Konseyi tarafından nasıl bir bakış açısı ile ele
alınacağı; nerelerde, ne zaman, nasıl ve kimlerle kurulacağı;
işleyişinin nasıl olacağı; Kent Konseyi ile ilişkisi vb.
konularda bağlayıcı herhangi bir hükmün olmaması; 'Mahalle
Meclisi' kurmak için kolları sıvayan Belediye Başkanı, Kent
Konseyi Yürütme Kurulu ve Kent Konseyi katılımcıları için
dezavantaj değil, avantajdır.
***
İlgili yönetmelikte 'Mahalle
Meclisleri kurulamaz' diye bağlayıcı ve kesin bir hükmün
bulunmaması nedeniyle, Kent Konseyleri, 'Mahalle Meclislerini
kurmayı' önlerine görev olarak koyduklarında, kuruluşundan
kurulma biçimine, iç işleyişinden Kent Konseyi karşısındaki
konumuna kadar her yönüyle farklı formatlar geliştirebilirler
(elbette Kent Konseyi Yönetmeliği çerçevesinde) ve Kent Konseyi
Genel Kurulu önüne getirebilirler; 'Mahalle Meclisi' kurmanın
olanaksız olduğu ya da yalnızca bir formatın söz konusu olduğu,
onun da 'şu format'(?) olduğu söylenemez.
Bu noktada, nasıl bir yol
izleneceğinin ve format belirleneceğinin, tamamen, 'Mahalle
Meclisleri'ni kurma görevini Kent Konseyinin önüne bir 'görev'
olarak getiren Belediye Başkanı'na ve/veya Yürütme Kurulu'na
bağlı olduğunu; 'Mahalle Meclisleri'ni kurmak istemelerindeki
'beklentileri' neyse, o çerçevede bir yol izleyeceklerini ve format
belirleyeceklerini, söyleyebiliriz.
***
07.11.2019 günü, Datça Kent
Konseyi seçimsiz Genel Kurulunun ilk bölümünde, 'Çalışma
Yönergesi Değişiklik Taslağı' tartışıldıktan ve kabul
edildikten sonra, (bu kabul edilen 'değişiklikler' içinde 'Mahalle
Meclisleri kurmak' da olduğu için) 'Evet, şimdi, mahallelere
gidelim; mahalleli yurttaşlarla toplantı(lar) yapalım; niyetimizi
ve önerimizi anlatalım; onların düşüncelerini alalım;
tartışalım; bilahare, Yürütme Kurulu, bu görüşmeler sonrası
alınan notlar ve Datça Kent Konseyi Çalışma Yönergesi
çerçevesinde bir 'Mahalle Meclisi' taslağı hazırlasın; bu Genel
Kurul yeniden toplansın ve bu taslağa son şeklini versin vb.'
denilseydi, hem oldukça (Kent Konseyi yönetmeliği çerçevesinde
'olabildiği' kadarıyla) 'Demokratik' bir yol izlenmiş, hem
'Mahalle Meclisi' mahalleliyle tartışılarak 'ortak istek' haline
getirilmiş/içselleştirilmiş ve haliyle somut bir sonuç
alınabilmesi daha olası olabilecekti. (Bu çerçevede bir öneri
de, Genel Kurul öncesinde yazılı halde kamuoyu ile paylaşılmıştı.
Bknz: 02.11.2019/Yerel Yönetimimizi Demokratikleştirelim...Bölüm
24)
***
Bilindiği ve geçen hafta
yayınlanan bir önceki bölümde de anlatıldığı üzere,
gelişmeler bu doğrultuda olmadı; Genel Kurul'un ikinci bölümünde,
Datça'ya uyarlanmış bir 'Mahalle Meclisi Yönergesi Taslağı',
görüşülmek üzere, Kurul'un önüne konuldu; ama, bu taslak,
itirazlar üzerine, görüşülme gereği bile duyulmadan, 'elimizin
altında bir taslak bulunsun' niyetiyle kabul edildi.
***
'Demokratik bir bakış açısı'
ile asla savunulamayacak bir yöntemle hazırlanan ve Genel Kurul'un
önüne konulan (ve mahallelerde mahallelinin de önüne konulması
istenen) bu 'Mahalle Meclisi Yönergesi Taslağı', en özet
ifadeyle, Kent Konseyinin mahalledeki 'izdüşümü' olarak
formatlanmış bir 'örgütlenme biçimi', önerisidir.
Dahası, anlaşılan o ki,
'Yönerge' hazırlanırken, 'Katılımcılığı arttıralım' diye
yola çıkılmış, ama, 'her sandıktan bir temsilci belirleme' vb.
ile 'masa başında', masa başında bu 'Yönerge'yi' hazırlayan
kişiye/kişilere (keza, belli ki bize sunulan 'taslağı' hazırlayan
arkadaşa da) çok 'ideal' gibi görünen, gerçekte ise hayatta
somut bir karşılığı olmayan; ille de yaratılmak istenirse,
'şekli bir örgütlenme'den öteye geçemeyecek ve tıpkı
'izdüşümü' olduğu 'Kent Konseyi gibi katılımcılarını
'bıkkınlık' noktasına getiren 'gel-gitler' yaşatacak çok
karmaşık ve afaki bir 'model' ortaya konulmuş.
(2005 yılında yasal olarak kabul
edilmiş, 2006 yılında yönetmeliği yayınlanmış ve 2009 yılında
da bu yönetmeliği yenilenmiş olan Kent Konseylerinin, aradan 14
yıl, haydi yönetmeliğin yayınlandığı tarihi esas alalım,
aradan 13 yıl geçtikten sonra bile 1389 yerleşim biriminde var
olan belediyelerin yalnızca 350 kadarın da, yani %25'inde
kurulabilmiş olması ve kurulu olanların da ezici çoğunluğunun
'laf olsun diye' kurulduğunun konuşuluyor olması...; tam da şimdi,
'Mahalle Meclisleri' konuşulurken, bunun nedenlerinin üzerinde
düşünülmesi gerekiyor.)
***
Bu tartışma konumuz olan
'taslağı' ve bu 'taslak' hazırlanırken esas alınan 'Mahalle
Meclisi Yönergesi'ni yazan kişi ya da kişilerin, eğer herhangi
bir yerde bu sunulan şekliyle uygulanıyorsa, o uygulamanın
yapıldığı yerdeki Belediye Başkanı ve Kent Konseyi Yürütme
Kurulunun, var olan 'Kent Konseyi Yönetmeliği'ne eleştirel bir
bakış açısının hatta herhangi bir ciddi eleştirisinin
olmadığı, söylenebilir; çünkü, hiç kimse ya da kurum, teorik
olarak/anlayış düzeyinde/bakış açısı olarak reddettiği ya da
eleştirdiği bir şeyin 'izdüşümü'nü, kendiliğinden
('yapacaksın/yapmak zorundasın' şeklinde hiç bir yazılı hüküm
yokken) 'yaratmaya' kalkmaz; eğer, yapmak zorunda olmadığı (ve
pekala yerine bir başka şeyi ikame edebileceği) bir şeyi
kendiliğinden yapıyorsa, bu yaklaşımın arka planında, söylem
düzeyinde 'eleştiriyor' gibi görünse de (bulunduğu konumdan
hareketle, sanki o konumu ilelebet 'kalıcı' olacakmış gibi), var
olanı kullanma isteği ve 'umudu' vardır; başka bir şey değil.
***
'Kent Konseyi'ni ve 'Kent
Konseyine bağlı Mahalle Meclisi'ni teorik olarak reddetmemek; var
olan 'Kent Konseyi' içerisinde çalışılıyorsa, onun köklü bir
şekilde 'Demokratikleştirilmesi' gerektiğini savunmamak ve bunun
için çalışmamak; ille de 'Kent Konseyi'ne bağlı kurulması
isteniyorsa, kurulmak istenen 'Mahalle Meclisi'ni 'Kent Konseyi'nin
bir 'izdüşümü' olarak kurma anlayışını ve yaklaşımını
elinin tersiyle bir tarafa itmemek; tam aksine, bunu önermek,
savunmak ve kurmaya çalışmak...
Bunu yapan kişi ya da kurum, kim
olursa olsun; kendini siyasal olarak nasıl tanımlarsa tanımlasın,
fark etmez, özünde, var olan toplumsal sistemi (genelde, yerelde),
anlayış düzeyinde savunmaktadır; gerisi, lafügüzaf'dır.
30.11.2019/Datça
Mehmet Erdal
'MAHALLE MECLİSLERİ' YÖNERGESİ -3
07.11.2019 günkü Datça Kent
Konseyi seçimsiz Genel Kurulunda başlayan, 17.11.2019 günü
Hızırşah Kültür Evi'nde devam eden ve bu yazılarda da
sürdürülmeye çalışılan tartışmanın konusu olan 'Meclisler',
ısrarla yineliyoruz, 'Mahalle Meclisleri' değildir; 'Kent Konseyine
bağlı olarak kurulması düşünülen ve önerilen Mahalle
Meclisleridir'.
Bunlar, birbirlerinden çok farklı
iki örgütlenme biçimidir.
((Datça'da
'Mahalle Meclisleri Yönergesi taslağı' gündeme getirilmeden ve bu
tartışma başlamadan çok önce, yine bu sayfalarda, şunlar
yazıldı ve yayınlandı:
'Mahalle
Meclisleri', ülkemizde, bugünden yarına, teorik düzeyde, üzerinde
en çok yazılıp çizilecek, konuşulacak ve tartışılacak
örgütlenme biçimlerinden birisidir....
...'MECLİSLER'
önerisine hem ad hem de biçim ve içerik olarak sahip çıkanların,
bugünden yarına, bu konuda yaşanacak olan olası algılama
yanlışlıklarını, kafa karışıklıklarını ve bugünden
öngörülemeyecek daha başka sıkıntıları düşünerek, bu
örgütlenme biçimine hem teorik düzeyde hem de günlük politik
pratikte sahip çıkmaları gerekiyor.'(Bknz: 24.08.2019/Yerel
Yönetimimizi Demokratikleştirelim, Bölüm.17)
Bu
konuda, gerekenin yapıldığı söylenebilir mi?
Evet!
Kendi adımıza, evet! (Bknz:a.g.y/Bölüm 17-24) ))
***
'Mahalle Meclisleri', 'Demokrasi'
mücadelesinin (genelde ve yerelde) temel örgütlenme biçimlerinden
(Meclisler'den) birisidir; mücadelenin yürütülüp-yönlendirilme
sürecinde (bu mücadelenin bir ifadesi olarak) ortaya çıkar ve
mücadelenin gelişim seyri içerisinde, farklı biçimlere bürünerek
(somut günlük sorunları çözen bir örgütlenme biçiminden
'mahalli iktidar organı' olmaya doğru) evrilirler.
Bir başka deyişle, 'Mahalle
Meclisleri', özü itibarıyla, mahallede yaşayan ve mahallede var
olan sorunların elbirliğiyle çözülebileceğine inanan; bu amaçla
kendi iradeleriyle bir araya gelen ve her konuda söz, yetki ve karar
alma hakkı olan özgür yurttaşların oluşturduğu demokratik bir
yapılanmadır. Herhangi bir yere bağlı değillerdir; bürokratik
olarak tanımlanmaları gerekirse, belediyelerin/yerel yönetimlerin
alt organları olarak tanımlanabilirler.
'Mahalle Meclisleri', farklı
ülkelerde farklı tarihsel dönemlerde tarih sahnesine çıkmalarının
ardından, o ülkelere has özellikleri üzerilerinde taşıyarak
bugünlere gelmişlerdir.
'Mahalle Meclisleri'ni bu
gerçekliğinden soyutlayarak, var olan yerel yönetimlerin (Temsili
Demokrasiler'in) yetersizlikleri karşısında yükselen tepkilerin
bir biçimde (yönetenlerin kabullenebildikleri kadarıyla)
giderebilmesi amacıyla yönetenler (Merkezi Otorite) tarafından
gündeme getirilen ve oldukça 'şekli bir örgütlenme' olan (yani,
bir nevi, yasa koyucu tarafından belediyenin/yerel yönetimin
'yardımcısı' olarak görevlendirilmiş ve yetkileri 'öneri
sunmak' ile sınırlanmış) 'Kent Konseyi'nin 'alt bir organı'
olarak ele almak; dahası, 'Kent Konseyi'nin mahalli düzeydeki bir
'izdüşümü' olarak formatlamak ve bu formatlanan 'Mahalle
Meclisi'ni de, merkezi otoritenin ve/veya yerel yönetimin (tabir-i
caizse) gölgesinde; onların 'kurulmasını istedikleri bir şey'
gibi sunmak ve kurmaya çalışmak...
Evet, Kent Konseyi'ne bağlı
olarak kurulması düşünülen 'Mahalle Meclisi', tam da böyle bir
şeydir...
Gerçekte, bu iki örgütlenme
biçimi, iki farklı dünya görüşünün, 'Demokrasi' ve
'mücadele'(genel-yerel) anlayışının ve yaşama bakışın günlük
hayata yansımasıdır.
Fark, bu kadar açık ve nettir.
***
Hiç şüphesiz, Belediye Başkanı,
Kent Konseyi Yürütme Kurulu, Kent Konseyi katılımcıları ya da
Kent Konseyi çalışmalarına katılan yurttaşlar, mahalli
çalışmaları yürütmek için, Kent Konseyinin, mahallelerde, alt
organlar anlamında 'Mahalle Meclisleri' kurmalarını
isteyebilirler; Kent Konseyleri (07.11.2019 günü olduğu gibi), bu
doğrultuda, çalışma yönergelerine bir madde ekleyerek ya da
fiili olarak (Kadın, Gençlik, Emekli, Engelli vb.) önüne bu
konuyu bir 'iş' olarak koyabilir; mahallelere gidip, mahallede
yaşayanları, bu çerçevede örgütlemeye çalışabilirler; buna
kim ne diyebilir ki?
İlke olarak 'Kent Konseyi'
örgütlenmesine ve haliyle ona bağlı olarak kurulacak olan bu
'Mahalle Meclisi' biçimine karşı olanlar bile, bir önceki bölümde
açıkça yazıldığı üzere, öncesi dönemle kıyaslayarak, yani
'görece', bu yapılanları 'pozitif bir adım' olarak
değerlendirebilir ve destekleyebilirler; nitekim, bu yazılarda, bu
yaklaşım savunulup gelmiştir ve asla, aksi iddia edilmemiştir.
***
Ama, kalkılır, 'kör kör
parmağım gözüne' yaparcasına, bilerek ve isteyerek, bu iki
farklı örgütlenme biçiminin (isim benzerliği suistimal edilerek)
'aynı' örgütlenme biçimiymiş gibi
tartışılmasına/tartıştırılmasına ve bu çerçevede bir algı
yaratılmasına çalışılırsa...; evet bu, tam da, bir amaç
doğrultusunda, bilerek ve isteyerek, tarihten günümüze gelen ve
tarihte yaşanan mücadelelerin somut birer ifadesi olan kavramların
içinin boşaltılması, içi boşaltılan bu kavramlara farklı
içerikler yüklenmesi ve tarihsel olarak ortaya çıkış
gerekçelerinin tam zıddı bir yerlere yamanmasıdır; yani, örneğin
'Fatsa' adının, mevcut düzene bir isyan simgesi olmaktan
çıkarılması ve var olan düzene (Fatsa=Doğrudan Demokrasi,
yerine, Fatsa=Temsili Demokrasi'ye Katılım, şeklinde) eklemlenmeye
çalışılmasıdır.
Bu (yani içi boşaltılmaya
çalışılan kavramların sahipsiz olduğu ve o kavramlara anlam
veren tarihsel yaşanmışlıkların 'mazi'de kaldığı şeklinde
bir yanılgıya yol açmaya çalışmak), kabul edilebilir ve
savunulabilir bir şey değildir.
('Mahalle Meclisleri' Yönergesi
hakkında, şimdilik, bu kadar.)
07.12.2019/Datça
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder