23 Aralık 2019 Pazartesi

2018.08.17.DATÇA DEMOKRASİ DERNEĞİ

  Hiç yorum yok

     DATÇA DEMOKRASİ DERNEĞİ
     68 ve 78 kuşağından olup, farklı nedenlerle Datça'ya gelip yerleşen ve Datça'da farklı toplumsal konumlarda bulunan bazı arkadaşların başlattığı bir tartışma, 2007/2008 kış döneminde yoğunlaşmış ve nihayet 2008 yılı Nisan ayında Datça Demokrasi Derneği (08.04.2008) resmen kurulmuştu.
     Tartışmanın ilk evrelerinde başat olan, 'bir şeyler yapalım' duygusuydu; bu tartışma sürecine katılan her arkadaş, içinden geldiği çevrede öğrendiği ve bilince çıkardığı düşüncelerinin veya o an yaşadığı Datça'daki toplumsal konumunun ve günlük gereksinimlerinin çerçevesinde öneriler dile getiriyor ve bu önerisinin de 'en doğru' olduğunu söylüyordu.
     Tartışmalar ilerledikçe 'aklı selim' galip geldi ve çoğunluk, 'bir dernek kurulması ve bu derneğin adının da Datça Demokrasi Derneği olması' noktasında buluştu.
     İşte bu 'çoğunluk iradesi' olarak kurulmasına karar verilen Datça Demokrasi Derneği, 08.04.2008 tarihinde 65 kişilik üyesiyle resmen kuruldu.
     Dernek, kuruluş sürecinde Datça'nın çözüm bekleyen sorunları çokça tartışılarak belirlendiği ve neredeyse listelendiği için, hızlı bir faaliyet sürecine girdi: Kuruluş amacına ve adına en uygun olan 'Yerel Yönetimlerde Katılımcı Demokrasi' konulu bir toplantıyı 26.04.2008 tarihinde Öğretmenevinde gerçekleştirdi; bu konuda yetkin olan bir öğretim üyesi konuyu tartışmaya açtı ve oldukça ilgi çeken bu toplantıya yoğun bir katılımın olduğu gözlendi.
     Temmuz 2008'in ilk haftası Datça'nın temel sorunlarından birisi olan 'uzman doktor eksikliğine dikkatleri çekmek için imza kampanyası başlatıldı ve bu kampanya sonucu 5000 imza toplandı.
     Dernek, özellikle bazı arkadaşların özverili çabaları sonucu bir yandan bu faaliyetlerine devam ediyor ama öte yandan, yavaş yavaş, hem derneğe hem de CHP'ye üye olan bazı arkadaşların,2009 yılı 29 Martında yapılacak olan Yerel Seçimlere yönelik olarak CHP içinde başlayan ve kamuoyuna yansıyan tartışmaları 'derneğe taşıma' dayatmasıyla karşı karşıya kalıyordu.
     Datça Demokrasi Derneği, kuruluş amacını ve programını/tüzüğünü kabul eden herkesin üye olabileceği 'Demokratik' bir dernekti ve bu çerçevede, farklı partilere üye olabilenler de pekala üye olabilirdi.
     Başlarda, herkes birbirinin niyeti konusunda belki bazı düşünceleri aklından geçirmiş olabilir, bilemeyiz, ama süreç ilerledikçe ortaya çıkmaya başlayan şu oldu: CHP'ye üye olan bazı dernek üyeleri, var olan CHP ilçe örgütü yönetimine ve CHP'li Erol Karakullukçunun belediye başkanlığına şiddetle karşıydılar, Timur Kabaklarlının 2009 Mart yerel seçimlerinde 'CHP adayı' olarak ilan edilmesini istiyorlar ve dernekte, derneğin faaliyetlerine katkıda bulunmaktan çok Timur Kabaklarlı lehine faaliyet yürütüyorlardı.
     Bu durum, dernek içinde rahatsızlık yaratıyor ve bazen karşılıklı sert tartışmalara yol açıyordu.
     13/14 Eylül 2008 tarihinde dernek, Datça Turizm ve Çevre Derneği ile Mimarlar Odası Datça Şubesini yanına alarak 'Datça Yarımadası Kıyı Alanları Yönetim Çalıştayı' yapıyor ve bu çerçevede, Datça Merkez'de ve Palamutbükünde iki toplantı düzenliyordu: Bu ele alınan konu Datça ilçesi için can alıcı bir konuydu ve uzmanlar/yetkili bürokratlar bu toplantılarda oldukça yararlı açıklamalar yapmışlar ve sorulara yanıtlar vermişlerdi.
Kuruluşu üzerinden daha bir yıl bile geçmeden adını herkesin bildiği ve faaliyetlerinden söz ettiği derneğimiz, CHP'li bazı üyelerimizin yersiz ve gereksiz söz ve eylemlerinin yol açmaya başladığı 'D.D.Derneği CHP içindeki tartışmalarda Timurcu ' imajını, kamuoyuna bir açıklama yaparak reddetmek zorunda kalıyordu (26.09.2008) ;'...Bizler bugün için, bu çerçevede faaliyet yürüten parti ve çevrelerden herhangi birisinin kendi içinde yürüttüğü aday belirleme çalışmalarında,herhangi bir aday adayının yanında, arkasında veya karşısında değiliz.
Aday adaylarından herhangi birisi lehine veya aleyhine doğrudan veya dolaylı bir müdahale faaliyetimiz yoktur ve olmayacaktır...'(Yarımadanın Sesi gazetesi)
     Bu açıklama, kamuoyunda istenen etkiyi yapıyor ama dernek içinde, bu arkadaşlarla bu çerçevedeki tartışma şiddetlenerek devam ediyordu.
     Dernek, bu havada 'olağan kongreye' gidiyor, ama kongrede şu açıkça ortaya çıkıyor: Dernek üyesi olup da kamuoyu nezdinde 'Timurcu' olarak bilinen CHP'li arkadaşlar, kongreye 'sıkı' hazırlanmışlar; yeni üyeler kaydetmişler, ekibi oluşturmuşlar; bu gelişmelerden habersiz ve safiyane duygularla isimler üzerinden oy veren ve 'yeni ve gençlerden oluşan yeni bir yönetim oluşsun' diyen 'karşı' konumdaki bizleri 'aptallar' konumuna düşürüyorlar.
     Bu 'sonuç', iki taraf arasındaki ipleri tamamen kopartıyor ve artık 'bu koşullarda bir arada bulunmanın' mümkün olup- olmadığı tartışılmaya başlanıyordu.
     Olağan Kongrede yönetim ele geçiren arkadaşlar, akıllarınca, bundan böyle, dernek ile Timurun arkasında duracaklar ve onun CHP içindeki şansını artıracaklardı.
     Yapılması gereken, CHP'nin adayı açıklanmadan 'Olağanüstü Kongreye' gitmek ve her şeyi açık açık tartışarak 'son kez' kozları paylaşmaktı.
     Öyle yapıldı; Olağanüstü Kongreye gidildi.
     Olağanüstü Kongrede açık açık her şey tartışıldı: Bence bu arkadaşlar, yerel seçimler üzerinden, kendi kişisel çıkarlarıyla (bırakın toplumu) bu birlikteliğin (Derneğin) çıkarları arasında ki seçimde kendi çıkarlarını öne çıkaran 'sağcı' insanlardı. Bu konuda bizim omzumuzdan ateş edemezlerdi ve haliyle bundan böyle bu arkadaşlarla artık birlikte olunamazdı.
     Seçim yapıldı;(yanılmıyorsam) 1 oy fark ile 'kazandılar'.
     O an istifa dilekçelerini yazmaya başladık ve ayrıldık; Onca emek harcanarak ne umutlarla kurulan ve kısa sürede iz bırakan derneği bıraktık.
     Sonrası, evet sonrası (bence) beklendiği gibi oldu: Dernekte kalan arkadaşlar, öncesinde olduğu gibi, çalışmayı değil, 'nemalanmayı' düşündüklerinden, üzerinden 'nemalanacakları' kişiler kalmadığından ve kendi kendilerine de 'nemalanamayacaklarından' derneği sona doğru götürdüler...
     Zaman içinde D.D.Derneği 'tarih' oldu.
    (Not: 2009 Yerel Seçiminde Timur Kabaklarlı aday gösterilmedi ve bu arkadaşlar darmadağın oldular; bugün ise çok farklı ve ilginç yerlerde konumlanmış durumdadırlar.)
     17.08.2019/Datça
     Mehmet Erdal

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder