2019.02.09.HAFIZA-İ BEŞER NİSYAN İLE MALULDÜR
HAFIZA-I BEŞER NİSYAN İLE MALULDÜR
31 Mart Yerel Seçim süreci
gündeme geldiği andan itibaren, yerelde (Datça'da) ve genelde
(ülkede) bu çerçevede yaşanılanlardan (ve bazen
'olmalı/yapılmalı' dediklerimizden) hareketle bu seçim sürecinde
'muhatap' konumunda olan ve de bu seçim süreciyle ilgilenen herkese
yönelik olarak, düşündüğümüz her şeyi yazılı hale getirdik
ve paylaştık.
***
31 Mart Yerel seçimine
(kendilerince ifade edilen gerekçelerle 'keyfiyetten' veya
'mecburiyetten') 'adı Yerel ama Genel Seçim' diyenlere; 'Hayır,
adı gibi Yerel Seçim',
Aday belirlemede 'atama'
diyenlere; 'hayır, ön seçim',
Farklı çevrelerle ittifak
konusunda 'ülke genelinde ittifak' diyenlere; 'hayır, yerellerde
ittifak',
Yapacakları ittifakları 'kapalı
kapılar arkasında görüşelim' diyenlere; 'hayır, aleni görüşün',
İttifak yaparken 'listelerde
ittifak' diyenlere; 'hayır, programda ittifak yapın',
Aday belirlerken 'aday önemli'
diyenlere; 'her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır ama programlar
daha önemli'... dedik.
***
Bu düşüncelerimizi, bu seçim
sürecinde aday göstererek seçime katılan her siyasi çevreye,
gruba ve partiye yönelik olarak dile getirdik; ayrım gözetmedik;
yazdık ve yayınladık.
***
Yalnızca bunlarla sınırlı
kalmadık; biraz daha ayrıntıya girdik.
*'Millet İttifakı'
bileşenlerinin ve HDP'nin, 'Cumhur İttifakı' bileşenlerinin 31
Marttaki seçimi 'Genel Seçim' düzleminde yapma ve bu çerçevede
bir algılama yaratma çabalarına karşı çıkmamalarının ve
kendi bildikleri gerekçelerle bunu kabullenmelerinin 'yanlış'
olduğunu söyledik ve eleştirdik.
*HDP'nin, kendi ifadeleriyle
ülkeyi iki kesimde ele alan, Doğu'da 'Ulusal Birlik' ve Batı'da da
'CHP ile ittifak' politikalarını (farklı açılardan) sorguladık
ve tartıştık.
*Bugün, kendi ifadeleriyle
'özgür/bağımsız' bireyler konumunda olan veya farklı Sol,
Sosyalist ve Devrimci çevrelerde, gruplarda, partilerde yer alan,
CHP'ye yönelik olarak yaptıkları 'nitelik' değerlendirmesinden
hareketle CHP'ye (eleştiriden öteye) hem 'tu kaka' diyen (orada
bulunan 'eski arkadaşlarını' bile 'aforoz' eden), hem de ondan
kendi yaşadıkları yerlerde (kendilerince) uygun adaylar
göstermesini veya HDP ile ittifak yapmasını bekleyen, bunların
(veya bunlardan birinin) olmadığını gördüklerinde 'boykot'
çağrısı yapanların bu 'tutarsızlıklarını' ele aldık.
*31 Mart Yerel Seçim sürecinin
başından beri kendi bildikleri nedenlerle 'suskun' kalan ve
kendisine halihazırda Sol, Sosyalist ve Devrimci diyenlerin bu
'suskunluklarını' terk edip 'yaşadıkları yerlerin sesi
olmalarını', bunun kendi yaşadıkları çevreyi ve kendi
hayatlarını savunmak demek olduğunu; bir başka deyişle, içinde
yaşadıkları çevrede akıp giden günlük yaşamın kıyısında,
dışında vb. kalmayı bırakıp, günlük yaşamda 'müdahil'
olarak bir biçimde var olmanın bir yolunu bulmaları gerektiğini
öneri olarak sunduk.
***
Seçim sath-ı maili'nde yaşanan
gelişmelere bağlı olarak, en son Hopa, Şavşat ve Çamaş'ta
farklı çevrelerin CHP ile 'ortak aday' çıkarma girişimleri ve
nihayet ÖDP Başkanlar Kurulu üyesi Alper Taşın İstanbul
Beyoğlu'nda CHP ile ittifak temelinde 'ortak aday' olması
çerçevesinde 'Sol' kesimde baş gösteren tartışmaları ele alan
yazılar yazdık.
Sol, Sosyalist, Devrimci vb.
kişilerin, çevrelerin, grupların ve partilerin farklı nedenlerle,
şimdiki tartışma konumuz çerçevesinde daha somut ifade edelim,
'seçim sath-ı maili'nde CHP ile kurmaya çalıştıkları veya
kurdukları ilişkilerin 'Sol-CHP' ilişkisi temelinde değil de;
sanki bu kurulmaya çalışılan ve kurulan ilişkiler içerik olarak
aynı değilmiş ve birbirlerinden çok farklı şeylermiş gibi,
birbirlerinden ayrı olarak ele alınmasının; bazı ilişkilere
yönelik (şu veya bu, ama bir türlü dillendirilemeyen veya mırın
kırın edilerek söylenmeden yutulan, nedenlerle) tek bir söz bile
söylenmezken, bazı ilişkilere 'bodoslamadan' yüklenilmesinin ve
akla ziyan değerlendirilmeler yapılmasının 'çifte standart'
olduğunu söyledik ve nedenlerini sorgulamaya çalıştık.
Tartışılan somut gelişmeler
çerçevesinde Hopa'da, Şavşat'ta kurulmaya çalışılan,
Beyoğlu'nda bir biçimde kurulan ÖDP/Alper Taş-CHP ilişkisinin,
Sol-CHP ilişkisi bağlamında değil de, aynı içerik ve düzlemde
kurulmaya çalışılan HDP-CHP ilişkisi dışta tutularak, yalnızca
ÖDP/Alper Taş- CHP ilişkisi olarak ele alınmasının ve 'yargısız
infaz' yapılmaya çalışılmasının ama HDP-CHP...ilişkileri
konusunda hiç bir şey söylenmemesinin (yer yer bu ilişkinin
kurulması gerektiğine yönelik yazılıp çizilenler bir yana)
izaha muhtaç olduğunu ısrarla vurgulamaya çalıştık.
Şimdi buradayız.
***
Bizce, kendi ifadeleriyle Batı'da
kurulması istenildiği halde kurulamayan HDP-CHP ittifakı, Hopa'da
ve Şavşat'ta kurulamayan Sol-CHP ilişkisi, Beyoğlu'nda kurulan
ÖDP-CHP ittifakı...vb. aynı içerikte ve aynı düzlemdeki
ilişkilerdir; birbirlerinden ayırt edilemezler.
Sorgulanacaksa (ki
sorgulanmalıdır), Sol-CHP ilişkisi sorgulanmalıdır.
Bu çerçevede yapılmayan
herhangi bir değerlendirmenin hiç bir kimseye hiç bir yararı
yoktur ve olamaz.
***
31 Mart Yerel Seçim sath-ı
maili'ne girildiği andan itibaren düşündüğü her şeyi yazan ve
kamuyla paylaşan birisi olarak tarihe şunun not olarak düşülmesi
gerektiğine inanıyorum:
İçinde bulunulan bu seçim
sürecinde seçimin niteliği (Genel/Yerel seçim), adayın
belirlenmesi (atama/ön seçim), yapılacak ittifaklar
(genelde/yerelde, gizli/aleni, listede/programda) vb. konularında en
tutarlı bir çizgiyi hem savunan hem de uygulamaya çalışanlardan
birisi ÖDP ve onun Başkanlar Kurulu üyelerinden olan Alper
Taş'dır.
Bu seçimde, bu konumda
olanın/olanların, takdir edilmesi gerekirken takdir edilmemesi bir
yana, neden çarmıha gerilmeye veya hedef tahtası haline
getirilmeye çalışıldığını anlamak, gerçekten zordur...
Anlaşılan o ki, bazılarımızın,
daha 40 fırın ekmek yemesi gerekiyor...
İşimiz zor...
11.02.2019/Datça
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder