2018.11.16.MHP'den CHP'ye...BÜTÜN PARTİLERE
MHP'den CHP'ye...BÜTÜN PARTİLERE
31 Mart 2019 tarihinde yapılacak
Yerel Seçimlerde (ülkemizin farklı yerlerinde) gösterecekleri
adaylara ilişkin olarak CHP 2.grubu, MHP ise ilk grubu açıkladı;
AKP, İYİ Parti, HDP, VP...vb. diğerlerinden hala ses seda yok...
CHP ve MHP'nin aday açıklamadığı,
diğer partilerin ise bütün yerleşim birimlerindeki il ve ilçe
örgütleri, kulakları telefonlarda, bulundukları yerde kimin
aday/adaylar olarak ilan edileceği veya adayı/adayları nasıl
belirleyecekleri konusunda talimatları beklemekteler.
İl ve İlçe Örgütlerinde kah
kişisel 'istihbarata'(!) kah spekülatif söylentilere dayalı
'tahminler' veya İl/İlçe Örgütleri yöneticilerinden
bazılarının 'zevahiri kurtarmak' amaçlı sözlü/yazılı
açıklamaları 'gırla' gitmekte.
2018 Yılı sonlarını
yaşadığımız bugünlerde, tepeden tırnağa, ülkemiz
siyasilerinin ve siyasi partilerinin içine düştüğü şu duruma
bakın...
Bu durum, 'ayıp ve utanılacak
bir durum' değil de, nedir?
Siyasi partilerin her kademedeki yöneticileri...
Yineliyoruz: Bu İlçe Örgütleri
sizin ilçe örgütleriniz, bu üyeler sizin üyeleriniz. Bu
örgütleri siz kurdunuz/kurdurdunuz, bu üyeleri siz çağırdınız
ve üye ettiniz.
Peki bu ne hal?
Yetersizler mi?
İl/İlçe Örgütleri'ne mi ya da
üyelere mi güvenmiyorsunuz?
Yoksa...Yoksa...Bu Örgütlerinizin
ve üyelerinizin bilmediği, bilemediği, bilmemesi gereken başka ve
'Ülke menfaatleri'(!) açısından çoook önemli gerekçeleriniz mi
var?
Hangisi?
Siyasi
Partilerin her kademedeki yöneticileri...
Ülkeye Cumhurbaşkanı
seçmiyoruz, yerel yöneticilerimizi seçiyoruz.
Bırakın, il/ilçe Örgütleriniz,
bütün üyelerin katılımıyla ve kendi aralarından, bu
göreve/görevlere istekli arkadaşları arasından
birisini/birilerini 'ön seçim' ile özgürce seçsinler.
Bunu yapabilirler, hem de çok iyi
yapabilirler.
İl/ilçe örgütlerinize ve
üyelerinize güvenin.
Bu yol'un dışındaki diğer
'yollar'; şu 'istişare' 'danışma' 'eğilim yoklaması' 'kamuoyu
araştırması' vb...vb. diye açıkladığınız bütün 'yollar',
özünde, İl/İlçe örgütlerinize ve üyelerinize duyduğunuz
olası bir güvensizliği ifade ediyor ki, bunun doğal sonucu,
insanların, kadın-erkek herkesin, politikaya ve partilere olan
ilgisizliği ve 'karşı güvensizliğidir'.
Eğer, asıl amaç bu değilse
(veya amacı bu olmayanlara sesleniyorum), sonucun bu olduğunu
görün.
Bakın parti İl/ilçe
örgütlerinize: Kaç üyeniz var? Kaç üye aidat ödüyor? Kaç üye
toplantılarınıza katılıyor? Kaç üye, özel sorunlarının
çözümü amacı dışında binalardan içeriye giriyor?...
Sözün özü: Adayı/adayları
'Ön seçim' ile belirlemeyi (üyelerin bu biçimde politikaya
katılımını) reddeden, halkın 'örgütlü' politikaya katılımını
reddeder...Bu kadar basit.
Gerisi 'lafügüzaf'...
Gerisi 'lafügüzaf'...
16.11.2018/DATÇA
Mehmet Erdal
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder