2019.01.03.NEDEN NASIL BİR YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ DİYE SORMALIYIZ?- 2
NEDEN 'NASIL BİR YEREL YÖNETİM
İSTİYORUZ?' DİYE SORMALIYIZ? -2
Gerçi bir biçimde başladıkları
bile söylenebilir ama asıl bundan sonra sıkça duymaya
başlayacağız, siyasilerin geneldeki ve adayların o yerdeki Yerel
Yönetim ile ilgili neler düşündüklerini ve neler
yapacaklarını...
İnanacak mıyız?
***
Önce şunu bilmek gerekiyor:
Muhtarlıklar da dahil olmak üzere
bugün ülkemizde var olan Yerel Yönetimler, teorik olarak önerilen
ve okullarda anlatılan Yerel Yönetim değildirler.
Onun çoook uzağındadırlar...
***
12 Eylül 1980 sonrası dönemden
başlayarak bugüne kadar olan süreçte Yerel Yönetimlerin var olan
'Demokratik' ve 'Kamusal' içeriği gün be gün yok edilmiştir.
Sahip oldukları bütün yetkiler
parça parça ellerinden alınmıştır.
Bunların yerine parası olanın
düdüğü çaldığı ve parası olmayanın hiç bir hizmetten
yararlanamadığı 'müşteri' ve 'işletme' ilişkisi geçirilmiştir.
Nihayet bugün merkezi otorite
ile ters düştüğü anda seçimle gelen yöneticilerinin derhal
görevden alındığı ve yerine 'Kayyımlar'ın atandığı
yetkisiz, biçimsel ve sıradan birer kurum haline getirilmeye
çalışılmıştır.
Böylece o yerde yaşayan ve
aslında onun sahibi olması gereken yurttaşlara yabancılaşan,
ekonomik olarak güçlü şirketlerin ve 'nüfuz' sahibi güç
odaklarının 'rant' devşirdiği yerler haline gelmiştir.
***
Şimdi hal böyleyken ve söylem
düzeyinde kimse böyle olmadıklarını iddia etmezken, Yerel seçime
katılan partilerin, çevrelerin, grupların vb. ve onların adayı
olan herkesin, seçmenden oy isterken söylediklerinde ne kadar
samimi ve tutarlı oldukları ve neyi savunup neyi savunmadıkları
nasıl bilinecek?
***
Yerel Yönetimlerin bugün
getirildiği nokta savunulsun ya da savunulmasın, bu hal devam ettiği
sürece, 31 Mart 2019 günü sandıktan hangi siyasi parti, çevre,
grup vb ve hangi aday çıkarsa çıksın, yapabilecekleri şeyler,
üç aşağı beş yukarı, özü itibarıyla aynıdır; bugünden
bunu bilmek ve düş kırıklığı ile sonuçlanacak hayallere
kapılmamak gerekir.(Elbette 'her yiğidin bir yoğurt yiyişi
vardır' ve bu, önemli olmakla birlikte belirleyici değildir.)
***
Seçilecek olsun veya olmasın, 31
Mart 2019 günü akşamı sandıktan çıkabilirse eğer, 01.04.2019
günü göreve başladığı andan itibaren yerel yönetimi, o yerel
yönetimin asıl sahibi ve öznesi olan/olması gereken yurttaşlar
ile birlikte yöneteceğini ve var olan sorunları, o sorunları
yaşayan yurttaşlarla birlikte, yurttaşları çözüm sürecine
katarak çözeceğini söyleyenler; öncelikle yerel yönetimlerin
bugünkü halinin somut ve köklü eleştirisini yapabilmeliler ve
dahası, daha bugünden, bu halden olması gereken hale nasıl
dönüştürebileceklerini, yeni ve farklı olarak neleri
düşündüklerini, formüle ettiklerini ve önerdiklerini yazılı
ve sözlü olarak o yerdeki yurttaşlara sunabilmelidirler...
Bu konuda benzer düşünüldüğünü
ama farklı nedenlerle açıkça konuşulamadığını söylemek veya
ima etmek (tabir-i caizse 'gözlerimin içine bakın, anlarsınız'
demek) yeterli değildir; çünkü, seçim kazanılması halinde bu
çerçevede yapılacak olan/yapılması gereken/olmazsa olmaz olan
şeyler hem cesaret hem de o yerdeki yurttaşların açık ve kararlı
desteğini gerektiren şeylerdir; yapabileceklerini bugün söylemeye
cesareti olmayanların, yarın yapabilme cesaretini
gösterebileceklerine kim inanır?
Bunun için daha bugünden
söylenmesi ve içselleştirilmesi gerekir.
Aksi halde her şey 'lafügüzaf'dır...
05.01.2019/Datça
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder