2018.12.07.ÖN SEÇİM ÖNERİSİ ÜZERİNE TARTIŞMA NOTLARI 4
'ÖN SEÇİM' ÖNERİSİ ÜZERİNE
TARTIŞMA NOTLARI (4)
31.03.2019 tarihinde yapılacak
olan yerel seçimde 'tek başına' veya 'ortaklaşa' aday çıkaracak
bütün partilere, çevrelere, gruplara vb. (ayrım gözetmeksizin),
hangi yerde hangi adayı göstereceklerse, o adayı, o yerdeki İl
veya İlçe örgütü üyelerinin tamamının 'oy kullanma' hakkı
olduğu bir 'ön seçim' ile belirlemesi önerisi çerçevesinde
günlük yaşamda tanık olunan tartışmalara bir kez daha değinmek
gerekiyor:
**'Ön seçim' önerisini yapan ve
savunan kadınlar ve erkekler, uzayda değil, bu öneriye muhatap
olan partilerin, çevrelerin, grupların vb. yaşadığı yerlerde ve
koşullarda yaşamakta ve günlük yaşamı, bu tartışılan
boyutuyla da (an be an olmasa da) gün be gün izlemektedirler.
**Bu öneriyi yapan ve
savunanların bazıları, günlük yaşamda da tanık olunduğu
üzere, bu öneriye muhatap olan partilerin, çevrelerin, grupların
vb. bazılarına üye veya taraftırlar; haliyle, çok doğal olarak,
bazılarının gönlünde bazı aday adayları (farklı nedenlerle)
'ön planda'dır ve hatta bu çerçevede, bu konumdaki öneri
sahiplerinin gönlünde, birbirlerinden farklı aday adayları da
olabilir; ama, hiçbirisi, hiçbir aday adayının 'ön seçim'
dışındaki bir yolla 'aday' olmasını savunmamaktadır.
**Gündemde olan Yerel Seçimdir,
haliyle seçime katılacak aday, o yerde yapılacak seçime, o
yerdeki İl veya İlçe adına, onları temsilen katılacak aday'dır;
çok doğal olarak, o adayın kim olacağına 'karar verme hakkı'
yalnızca o yerdeki örgüte aittir ve hem de o aday adaylarını en
iyi tanıyanlar ve kendilerince, (farklı nedenlerle) 'en iyi'ye
karar verebilecek olanlar o yerdeki örgüt üyeleridir; bunun aksi
iddia edilebilir mi?
**Yapılacak olanın 'Yerel Seçim'
ve belirlenecek olanın 'yerel aday' olduğu biline biline, Genel
Merkez'in ve dahası, İl ve İlçe yöneticilerinin, seçimin
yapılacağı yerdeki örgüt'ün üyelerinin kullanması gereken bir
'hakkı' (irade beyanını), onların yerine kendisinin kullanması ve
de teorik olarak bu 'hak'kın sahibi olan üyelerin, bu gelişme
karşısında 'sessiz' kalması ne anlama gelir?
**Önerilen ve savunulan çerçevede
yapılacak bir 'ön seçim', o yerde seçime katılacak partilerin,
çevrelerin, grupların vb. o yerde, seçime katılacak adayın 'en
doğru' aday olarak belirlenebilmesi amacıyla yapacakları kamuoyu
araştırmalarını vb çalışmaları dışlamaz ve gereksiz konuma
düşürmez; 'ön seçim', karar verme hakkının, en son o yerdeki İl
ve İlçe Örgütü üyelerinde olmasının ('resmi' kabulün
ötesinde 'fiili') kabulü ve ilanıdır.
**'Ön seçim' dışındaki
çalışmalarla belirlenecek adayın 'ön seçim' yapılsaydı da
çıkacak aday'la aynı kişi olması (olasılığı) veya seçim'in,
böylesi yollarla belirlenecek adaylarla da kazanılması
(olasılığı), 'ön seçim hakkının (irade beyanının) yok
sayılmasını haklı çıkarmaz; bu 'hak'kın tanınması ve mutlak
bir biçimde kullanılması, 'Demokrasiyi' ve 'Demokratik yaşamı'
gerçekleştirilebilir ve yaşanılabilir bir 'ihtimal' haline
getirirken, bunun (pratikte) dışlanması, bu 'ihtimal'in tamamen,
temelden dışlanması anlamına geliyor. (Boşuna mı 'ilk adımı
hangi yola atarsan, o yolda yürürsün' diye yazılıp duruluyor).
**Siyasi Partiler Yasasından ve
yerel/genel nedenlerden kaynaklanan 'sağlıksız' İl ve İlçe
Örgütleri yapıları gerçeği bu 'ön seçim' önerisini geçersiz
kılmaz, tam aksine o yapıları sorgulamayı ve 'sağlıklı örgüt
yapıları' konusunda sorgulama yapmayı ve çözüm yollarını
arayıp bulmayı gündeme getirmeyi zorunlu hale getirir; aksi, bu
sağlıksız yapıların devamına ve haliyle, yöneticilerin, bunu
bahane ederek, üyelerin bu 'ön seçim' hakkını (istedikleri zaman)
geçersiz kılmalarına zemin hazırlar.
**'Ön seçim' önerisini gündeme
getiren ve ısrarla savunanlar, bulundukları yerlerde 'apolitik'
konumdaki veya mevcut partilerden, çevrelerden, gruplardan vb. bu
öneriyi (farklı nedenlerle) kabul etmeyen ve hatta (yine farklı
nedenlerle) reddedenlerin içlerini karıştırmak isteyen kişiler
de değildir; onlar, bu ilk adımın atılmasını savunmanın ve
uygulamanın ne anlama geldiğini, bunun hangi yolun (Doğrudan
Demokrasi) ilk adımı olduğunu ve haliyle, devamı günlerde
nelerin (günlük yaşama dair) önerilmesi ve savunulması
gerektiğini bilmekte ve bunu bilerek bu öneride ısrar
etmektedirler; peki, kendinden gerekçelerle bu 'ön seçim'e (bir
biçimde) karşı çıkanlar, devamı günlerde neyi önerecekler ve
savunacaklardır? Dahası, önerdiklerinde ve savunduklarında ne
kadar inandırıcı olacaklardır? (Temeli olmayan bir bina nasıl
inşa edilir ki?)
07.12.2018/DATÇA
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder