2019.01.18.DAHA NELER GÖRECEĞİZ -2
DAHA NELER GÖRECEĞİZ?...-2
Duyuyorsunuz!
Okuyorsunuz!
31 Mart'ta yapılacak olan Yerel
Seçim'de partiler, çevreler, gruplar vb. adına 'aday' gösterilecek
kişilerin kimler olacağının tartışılmaya ve adayların
peyderpey ilan edilmeye başlandığı andan itibaren farklı
yerlerde farklı partilerden, sayıları yerden yere değişen
kadın-erkek üyeler ve artı taraftarlar, 'ayrıldıklarını ve x
partisine geçtiklerini' veya 'bağımsız' olarak seçime
katılabileceklerini yüksek sesle dile getiriyorlar...
***
Şaşırıyor muyuz?
Hayır...
Neden?
'Ön seçim' önerisi üzerine
yapılan tartışmaları ele alan ve yayınlanan yazıları
okuyanlar, bu 'ayrılmalara' yol açan 'rahatsızlıklara'
değinildiğini ve bunun, herhangi bir çevre, grup, parti vb. özgü
değil, 'ön seçim' yapmayan ama 'aday' çıkarmayı düşünen bütün
muhataplar için 'olası' bir durum olduğunun vurgulandığını
anımsayacaklardır.
***
Önce, 'Yerel Seçim'i Dünyanın,
Ortadoğunun ve ülkenin içinde bulunduğu durumu ileri sürerek
kendi var olan gerçekliğinden koparmaya, 'Genel Seçim' ve hatta
'ülkenin bekası' düzleminde tartışmaya/tartıştırmaya
çalıştılar; büyük ölçüde başarılı da oldular...
Hal böyle olunca, savuna
geldikleri 'biat', 'itaat' vb. kültürleri gereği 'Demokrasi' ile
'doku uyuşmazlığı' bulunanlar ve bu 'algı'ya itiraz etmeleri
gerekirken bir biçimde bu akıntıya kapılıp da bu durumdan
'fayda' sağlamaya çalışan şaşkınlar, 'ön seçim' ile 'aday'
belirleme yerine,doğal olarak Genel Merkeze 'sadık' kişi
arayışına giriştiler ve 'atama' yapmayı tercih ettiler.
Aslında bu 'atama' yöntemi,
yereldeki gerçekliği göz ardı eden, yerel dinamikleri ve yerel
dengeleri, hatta ve hatta, 'Yerel seçim' söz konusu olduğunda çok
doğal olan 'kişisel/grupsal beklentileri/hesapları' dışlayan bir
yöntemdi.
Haliyle olası bazı sorunlara ve
gelişmelere yol açması kaçınılmazdı...
***
Muhtemeldir ki, bu yolla 'aday'
belirleyenler, bu olasılıkları öngörmüşler ve kendilerince
'Vatan, Millet, Sakarya vb.' çerçevesinde yüksek sesle ve yer yer
sert ifadelerle dillendirdikleri gerekçeleri İl ve İlçe Örgütleri
üyelerinin 'tartışmasız' kabulleneceklerini, 'kol kırılır, yen
içinde kalır' deyip yaşanan gelişmeleri sineye çekeceklerini,
aksi bir gelişme olursa da zaten 'gerekeni' yapacaklarını
düşünmüşler ve hesap etmişlerdir.
Nitekim, bir-iki istisna yer
dışında en fazla mırıldanarak tepkilerini gösterdikleri 'atama'
yöntemine değil, asıl o yerde atanan adayları görünce 'çatlak
ses' çıkaranlara ve dahası 'kazan kaldıranlara' karşı derhal
'gerekeni' yapmışlardır.
Basına ve kamuoyuna yansıdığı
kadarıyla, bu gelişmelerin dışında, 'aday' olarak ilan
edilmeyenlerden ve/veya istedikleri kişilerin aday ilan edilmediğini
düşünenlerden oluşan ve bazı yerlerde, o yerdeki seçimin
kaderini belirleyebilme potansiyeline sahip olan 'kopmalar' ve dahası
'geçişler' de gözlenmiştir... Bu yazının yazıldığı an
itibarıyla de yeni 'kopmalar' ve 'geçişler' olasıdır.
***
Bu 'geçişler'de göze çarpan ve
üzerinde (ilgilenenlerce) düşünmeyi gerektiren nokta şudur:
CHP'nin bazı İlçe
Örgütlerinden hatırı sayılır sayıdaki üye ve taraftar, parti
başkanları ve yöneticileri arasındaki söz düelloları bu kadar
sert ve keza partiler arasındaki ilişkiler böylesine gerginken,
karşılıklı ağır suçlamalar gırla giderken, CHP'yi 'tek adam'
yönetimiyle suçluyor ve o güne kadar (neredeyse bütün dünya
tarafından) 'tek adam' yönetimiyle suçlanan AKP'ye geçiyorlar.
Hadi neden ayrıldıklarını
anladık ('ön seçim' olmaması, aday gösterilmemeleri veya
istedikleri kişinin aday ilan edilmemesi vb.); peki ama, neden
AKP?...
18.01.2019/Datça
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder