24 Aralık 2019 Salı

2018.12.06.DATÇA DA NASIL BİR YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ?

  Hiç yorum yok

     DATÇA'DA NASIL BİR YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ?
     Yarımadamız, insanları cezbeden ve haliyle giderek artan oranda 'göç' almasına neden olan pek çok özelliğe sahiptir. Her birimiz, bu özelliklerin titizlikle korunması gerektiğine inanıyoruz.
Datça bu 'pozitif' özelliklerine karşın hiç şüphesiz 'mükemmel' değildir ve farklı nedenlerden kaynaklanan bazı sorunlara sahiptir.
     Bu sorunların çözülmesi ve daha sorunsuz bir günlük yaşama geçilmesi hepimizin arzusudur.
     ***
     Bizler, 1 Nisan 2019 tarihi itibarıyla göreve başlayacak Yerel Yöneticilerimizin Datça'nın sorunlarını bilen ve bunların çözümü için çalışan, oturdukları koltuğu seven değil oturdukları koltuğun hakkını veren, sokağın nabzını ellerinde tutan, Datça'da yaşayan herkesle barışık ve gerektiğinde her kesimle birlikte oturup kalkabilecek/hareket edebilecek yöneticiler olmalarını istiyoruz.
     Bunların yanı sıra, kişisel ve ortak sorunlarımızın daha hızlı ve kalıcı çözümlenebilmesi, Yerel Yönetimimizin daha verimli çalışabilmesi, yükünün hafifletilebilmesi, her birimimizin Yerel Yönetimimizi sahiplenebilmesi ve bu duyguyu içselleştirebilmesi, insanın özgürlük ve eşitlik özlemini yerel düzeyde hayata geçirmeyi hedefleyebilmesi, herkese onurlu ve daha iyi bir yaşam sunabilmesi ve Datça'nın daha yaşanılabilir bir kent haline getirilebilmesi...için 'sorunu yaşayan, çözümünü de bilir' anlayışı çerçevesinde 'sorunu yaşayanları, sorunun çözümü sürecine katan' bir yaklaşımın esas alınmasını savunuyoruz.
     ***
     Bilindiği üzere Yerel Yönetimler, tarihsel olarak, yuttaşların var olan sorunlarını kendi kendilerine çözmelerinin ve kendi kendilerini yönetmelerinin bir ifadesi olarak ortaya çıkmış ve tarihsel evrimi içerisinde, farklı yerlerde farklı adlarla anılan ve farklı biçimlere bürünen ama hep birer 'Demokrasi okulu' olarak kabul gören kurumlar ola gelmişlerdir.
     Yerel Yönetimler, yalnızca yurttaşlara hizmet veren ve hizmet götüren değil, aynı zamanda ve asıl olarak, yurttaşların kendi içlerinden seçtikleri 'kişiler' ve ilgili kurumlar aracılığıyla kendi kendilerini yönetmelerini gerçekleştirdikleri birer kamu organıdırlar (olmalıdırlar).
     ***
     Ne yazık ki, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi sonrası dönemden başlayarak bugüne kadar olan süreçte, ülkemizdeki Yerel Yönetimlerin bu 'Demokratik' ve 'Kamusal' içeriği gün be gün yok edilmiş; yetkileri parça parça elinden alınmış; bunların yerine parası olanın düdüğü çaldığı ve parası olmayanın hiç bir hizmetten yararlanamadığı 'müşteri' ve 'işletme' ilişkisi geçirilmiş; merkezi otorite ile ters düştüğü anda seçimle gelen yöneticileri derhal görevden alınan ve yerine 'kayyımlar' atanan yetkisiz, biçimsel ve sıradan birer 'yan kuruluş/şube' haline getirilmeye çalışılmış; böylece Yerel Yönetimler o yerde yaşayan ve aslında onların sahibi olması gereken yurttaşlara yabancılaşmış; ekonomik olarak güçlü şirketlerin ve 'nüfuz' sahibi güç odaklarının 'rant' devşirdiği yerler haline gelmiştir.
     ***
     Bizler, 1 Nisan 2019 tarihinden sonraki dönemde Yerel Yöneticilerimizin kişisel özelliklerinden ve niyetlerinden öte, Datça'da yaşayan her bireyi Yerel Yönetimimizin sahibi birer özne olarak gören ve var olan sorunları onlarla birlikte çözmeye çalışan, bunu sağlamanın yol ve yöntemlerini bulan ve uygulamaya sokan; 1980 sonrasından başlayarak bugüne kadar çıkarılan yasalardan kaynaklanan ve her birimizi 'müşteri' ve Belediyeyi de 'işletme' olarak gören anlayışları ve uygulamaları dışlayan bir perspektifi; Yerel Yönetimimizin bütün faaliyetlerinde 'Söz, Yetki ve Karar' hakkının Datça'da yaşayanlarda olduğu; 'Demokrasiyi' yaşanılır bir gerçeklik haline getiren 'Demokratik, Katılımcı , Kamucu ve Ekolojist' çağdaş bir Yerel Yönetim Modelini...öneriyoruz.
     Evet, günlük yaşamımızda tanık olunan sorunların köklü ve kalıcı çözümü bu anlayıştadır, bize gerekli olan budur ve işin sırrı da buradadır.
     ***
     Yerel Yönetimi 'yerinden yönetim'; 'yerinden yönetim'i ise 'insanların mümkün olduğu ölçüde en küçük birimde kendi yaşamlarıyla ilgili kararları kendilerinin vermesi' olarak anlayan bizler; kamucu, dayanışmacı, eşitlikçi, özgürlükçü, ekolojik dengeleri gözeten, toplumsal cinsiyet eşitliğini önemseyen, herkesin onurlu ve daha iyi bir yaşam hakkı olduğuna inanan, Datçalılar arasında ayrımı reddeden, engelli yurttaşların, yaşlıların ve çocukların haklarını titizlikle koruyan ve bu haklarını kullanmalarına olanak sağlayan sosyal, üretken, adaletli ve çoğulculuğu esas alan...bir yerel yönetim anlayışını savunuyoruz.
     ***
1 Nisan 2019 sabahından itibaren, öncelikle, Demokratik bir yönetimin oluşturulması ve mevcut yönetimin demokratikleştirilmesi doğrultusunda gerekli adımların atılmasını ve gereksinim duyulan kurumların yaratılmasını öneriyoruz.
     Eğer bu ilk adım atılabilirse, yaşanan ve yaşanacak olan diğer sorunların çok daha kolay çözülebileceğini düşünüyoruz.
     Bu çerçevede:
     Datça'nın bütün mahallelerinde ve köylerinde (teknik olarak nasıl şekillenecekleri bilahare tartışılabilecek olan) 'MECLİSLER' oluşturulmalı; o yerde var olan sorunlar bu Meclisler'de tartışılmalı ve çözülmeye çalışılmalı, oradaki olanaklar ile çözülemeyen sorunlar her ay belediyeye iletilmeli ve Belediye Meclis toplantısında gündeme alınarak görüşülmeli ve karara bağlanmalıdır.
Her ay yapılan Belediye Meclis toplantılarına, seçimle gelmiş Meclis üyelerinin yanı sıra mahalle ve köylerdeki meclisler'in temsilcileri, muhtarlar, ilçemizde bulunan diğer siyasi partiler, meslek odaları, DKÖ/STK'lar, AK-TUR, BİLLURKENT ve ÖZBEL gibi sitelerin temsilcileri katılabilmeli ve kendileriyle ilgili konularda 'söz' söyleyebilmelidirler.
     Datça'nın genelini ilgilendiren konularda Datça'da, bir mahalleyi ve köyü... ilgilendiren konularda ise o mahallede ve köyde, gerekirse 'Halk oylaması' yapılmalıdır.
     Yerel Yönetim'in bütün aldığı kararlar, yaptığı faaliyetler, gelir-gider bilgileri vb. şeffaf ve her Datçalı tarafından istenildiği anda erişilebilir konumda olmalıdır.
     Yerel Yönetim'in bütün uygulamaları Datçalıların denetimine ve eleştirilerine açık olmalı, bu bir yurttaşlık hakkı ve görevi olarak bilince çıkarılmalı; bu konuda gerekli alt yapı oluşturulmalıdır.
     Belediye Başkanı, kendisine farklı konularda yardımcı olabilecek bir 'danışmanlar' grubu oluşturmalı, ayda bir veya gerekli olduğu zamanlarda bu danışmanlarla oturup fikir alış-verişinde bulunmalıdır.
     Kent konseyi, yasal bir zorunluluk sonucu kurulmuş 'biçimsel' ve 'bürokratik' bir organ değil, Datça'daki Yerel Yönetim faaliyetlerine 'katılımın' sağlandığı önemli organlardan biri olarak görülmeli ve bu çerçevede aktif hale getirilmelidir.
     Yılda üç kez Ecevit Kültür Merkezinde muhtarların, mahalle ve Köy Meclislerinin, Siyasi Partilerin, meslek odalarının, DKÖ/STK'nın, isteyen site yöneticilerinin vb. katılımıyla karşılıklı görüş alış-verişi yapılabilecek tartışma toplantıları yapılmalıdır.
     Yılda bir kez halka açık 'sorunları ve uygulamaları tartışma' toplantısı yapılmalı ve halka hesap verilmelidir.
     Belediye Başkanı olan ve Belediye Meclisi'ne seçilen bir kişi, aynı makama iki dönemden fazla aday olmamalı ve aday gösterilmemelidir.
     Belediye Başkanı ve Meclis Üyesi seçilenler göreve başladıklarında ve görevi bıraktıklarında 'Mal Beyanında bulunmalı ve bu beyanlar Datçalıların bilgilenmesine ve denetimine açık olmalıdır.
Belediye Başkanı ve Meclis Üyesi seçilenlerin kendilerine ve (eş, kardeş, çocuk, anne ve baba
gibi) birinci dereceden akrabalarına ait işletmelerin, görev süreleri dönemince, Yerel Yönetimle iş yapmalarına karşı çıkılmalıdır.
     Belediye Başkanının her konuda 'tek' çözüm makamı olarak görülmesi, sabah 08.00 ve akşam 17.30 bütün günü gelen-gidenlere ayırması, hatta 24 saat bu nedenle aranması yerine; günlük yaşama ilişkin pek çok sorunun çözümünde ilgili 'Birim amirlerinin' yetkilendirilmesi; Başkanın ise etkin bir denetim yapması ve zamanını Datça'nın daha yaşanılabilir bir kent olması, ulusal ve uluslar arası tanınırlılığının arttırılması, turizm'in 3 aydan daha fazla bir zaman dilimine çıkarılması, yeni gelir kaynaklarının yaratılması, önümüzdeki 5-10 yılda karşılaşabileceği olası sorunları (su kaynakları, kara-deniz ve hava ulaşımı, oto park, hastane, yaşlı bakım evleri, imar vb.) öngörerek bugünden masaya yatırılması ve konunun uzmanlarının da yardımıyla çözüm yollarının bulunması doğrultusunda değerlendirmesi daha iyi olacaktır.
     Birim amirleri de dahil olmak üzere, Yerel Yönetimimize doğrudan veya dolaylı olarak bağlı kurumlarda çalışan bütün personelin, yılda bir kez, ilgili 'işi' ve 'halkla ilişkileri' konusunda bilgilendirme toplantılarına ve seminerlere katılmaları sağlanmalıdır.
     ***
     Yerel yönetimimiz dışında, yaşamını burada devam ettirenler, her yeni gün gelip yerleşmeye çalışanlar ve yaz sezonunda konuklarımız olanlar açısından Yarımadamızın çözüm bekleyen pek çok sorunu bulunmaktadır. Yerel yönetimimizin doğrudan veya dolaylı görev kapsamı içerisine giren ve bir ırmak gibi bugünden yarına akıp giden yaşamlarımızda var olan sorunlarımıza her gün bir veya bir kaç yeni sorunun daha eklendiğini; bu nedenle (temel sorunlarımız dışındaki) her sorunun, o sorun gündeme getirildiği anda, sorunu yaşayanların ve gündeme getirenlerin çözüm önerileriyle birlikte ele alınmasının daha gerçekçi ve daha doğru olacağını düşünüyoruz.
     Var olan sorunlarımız arasında 'hangisi önceliklidir?' diye sorulsa, hiç şüphesiz Datça Yarımadasında yaşayan her birimiz bu soruya muhtemelen farklı bir yanıt vereceğiz; çünkü yaş, cinsiyet, sağlık, gelir, iş, yaşama bakış...vb. açısından aynı değiliz ve haliyle, bu yaşamdan/buradaki yerel yönetimden beklentilerimizin öncelikli sıralaması farklıdır. Bunu biliyoruz.
     Altyapıdan yaşadığımız çevreye, tarım alanlarından yaz sezonunda gelen konukların yatacak yer sıkıntısına, giderek yakıcı hale gelen yetersiz su sorunundan öğrenci yurtlarına, üç aya sıkışan yetersiz gelir kaynaklarından yerel ürünlerin pazarlanmasına, yazın şişirilen fiyatlardan engellilerin şikayetlerine, çocuk haklarından kültürel ve sanatsal faaliyetlere, ulaşımdan kaynaklanan (şehir içi trafik-yol işaretleri, gidiş-gelişler, duraklar, dönüşler vb.) şikayetlerden sokakta yaşayan canlıların barınma yerlerine, yeşil alanlardan pazar yerlerine kadar bir kerede sayılamayacak kadar çok olan sorunlarımızın tümünün aynı şekilde, yani sorun dile getirildiğinde veya sorunun çözümü gündeme geldiğinde, sorunu yaşayanları ve o sorun ile ilgili oluşturulan örgütlenmeleri ve sivil inisiyatifleri, uzmanları, resmi kuruluşları çözüm önerileriyle birlikte çözüm sürecine katarak daha kolay ve istenilene en uygun şekilde çözülebileceğine inanıyoruz.
     Yeter ki niyet edelim, karar verelim ve birlikte yürümeye başlayalım...
     Birleşik Haziran Hareketi/DATÇA


Hiç yorum yok :

Yorum Gönder