1 Nisan 2022 Cuma

2022.04.02.YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR(-17: BİTMEDİK. BURADAYIZ.

  Hiç yorum yok

 

   


 YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR)-17: BİTMEDİK. BURADAYIZ!

     24 Haziran 2018 genel seçim sonrasında, ülkemiz, 1923'te kurulan Cumhuriyet olmaktan çıkmış ve yeni bir sürece evrilmişti. Bu nedenle, seçimin ertesi gününden itibaren, “Kendisini sol, sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vb. olarak gören bir kişi, eğer o güne kadar, şu ya da bu nedenle, 'tek kişi' olarak yaşamaya devam etmiş gelmiş ise, artık bu konumunu sonlandırmalı, kendisine en yakın gördüğü çevre, grup ya da bir partiye katılmalı, yürüyüşüne, o kolektivite içerisinde yer alarak devam etmeli”, şeklinde düşünmeye başladım. Bu gidişatı durdurmak ve içinde özgürce yaşanılabilir bir ülkeyi yaratmak için herkes elinden geleni yapmalı ve bunu da bir kolektivite içerisinde yapmalıydı. Bence, bundan sonra, kendini hem sol, sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vb... görmek hem de tek kişi olarak yaşamaya devam etmeyi savunmak, olası değildi. (*)

     Böyle düşündüğüm için, kendime en yakın gördüğüm Birleşik Haziran Hareketi/Datça'ya katıldım. (**)

     Sonrasında, Birleşik Haziran Hareketi/Datça olarak, 31 Mart 2019 yılında yapılacak yerel seçimleri de dikkate alarak, 2018 yılı Sonbaharından itibaren, “Yüzümüzü sokağa çevirelim. Yerelin sorunlarının çözümünü odağımıza alalım. Yerel bir dil geliştirelim. Sokakta yürüyen her yurttaş bizim ne dediğimizi anlasın ve 'sol' denilince, bugünkü koşullarda akıllarına ilk gelen 'sosyal demokratlardan' ya da 'sol' liberallerden olmadığımızı görsün...”, düşüncesi çerçevesinde hareket etmeye başladık.

     Bir başka deyişle, günlük yaşamda, hem sosyal demokratlarla hem de “sol” liberallerle yolları ayırmalı ve kendi yolumuzda yürümeliydik.

     Bunu başarabilirsek, yani bu doğrultuda somut adımlar atmaya başladığımız andan itibaren hem sosyal demokratlardan hem de “sol” liberallerden yöneltilen farklı biçimlerdeki tepkilerle karşılaşabilirdik; bu bizi şaşırtmamalıydı.

     Yürüyebileceğimiz, başka bir yol yoktu.

     Düşüncelerimizi, farklı düzlemlerde kamuoyu ile paylaşmaya başladık. (***)

     Bir gün, “sol” liberal bir aktivist, sosyal medya platformlarının birisinde, bize yönelik olarak, şunu yazdı:

     “Bi bitmediniz gitti!”

     (Ekşi sözlük, bu söz için “kötü kişiler için söylenir... ardı arkası kesilmeyenler için de söylenir”, diyor.)

     Haklıydı(!) Bitmemiştik. Datça'da da var olmaya devam ediyorduk.

     Bu dil, bir dost dili değildi!

     Bu dil, Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası dönemde, ülkemizde sol, sosyalist ve devrimci kişi ve çevrelere yönelik olarak karşı-devrimci ağızlardan dillendirilen “Dünyada komünizm momünizm kalmadı ama bizim ülkemizde hala kendisine 'komünistim' diyenler var” bağlamındaki sözleri çağrıştıran bir dildi.

     Okuyunca, çok şaşırdım; tepkilerin olacağını öngörmüştük ama çok kaba bir biçimde dile getirilen bu tepkiyi, şahsen hiç beklemiyordum.

     Ne diyeceğimi bilemedim.

     Paylaşımın altına, yalnızca “Özür dileriz; bu konuda yapabileceğimiz hiç bir şey yok”, yazdım.

     O kadar!

     02.04.2022/Datça/Mehmet Erdal

     (*) 25 haziran 2018

          2626 Haziran 2018
     26 Temmuz 2018
                                                                             

     (**) ÖDP'ye yeniden üye oluşum, daha sonradır.

     (***Örn: 'ÖNSEÇİM' ÇAĞRISI

     SİYASİ PARTİLER, PARTİ ÜYELERİ VE OY VERECEK DATÇALILAR

     31 Mart 2019 tarihinde, ülkemizin her yerinde olduğu gibi Datçamızda da Yerel Yönetim Seçimi yapılacaktır.

     Yerel Yönetim, her yerde, o yerde yaşayan kadın-erkek bizlerin yönetimi demektir.

     Yerel Yönetim Seçimi ise, bizlerin, önümüzdeki bir 5 yıl için, bizi yönetecek belediye başkanı ve meclis üyelerini (keza muhtar ve azaları) seçmemiz demektir.

     Bu ise, her yerde, bizlerin, kendi aramızdan, bu 'iş'e istekli kişiler arasından, şu veya bu nedenle, 'en uygun' gördüğümüz kişiyi/kişileri seçmemizle mümkün olur.

     Bu seçme ve seçilme hakkı, tamamen demokratik ve yasal bir haktır.

     Bu sürecin ilk adımı ise, adayların kendi iradeleri ile ortaya çıkmaları ve adaylıklarını ilan etmeleridir.

     Siyasi partilerin var olduğu bugünkü gerçekliğimizde ise, bunun ilk adımı, eğer bu istekli adaylar herhangi bir parti adına yarışa katılacaklarsa, o partinin o yerdeki yerel örgüt üyeleri tarafından özgürce belirlenmeli ve ilan edilmelidir.

     Her yerde, Yerel Yönetim Seçimine adaylarıyla yarışa katılacak siyasi partiler, bu 'demokratik' ve bizce 'olması gereken' yolun dışındaki başkaca yollarla ve yalnızca kendilerinin bildiği gerekçelerle adaylarını belirler ve ilan ederlerse; bu adaylar ister o yerde yaşasın ya da yaşamasın, ister parti üyelerinden olsun ya da olmasın, ister kadın ya da erkeklerden seçilsin, fark etmez; aralarında 'nüans' farklılıkları olsa bile, 'demokratik olmayan yollardan belirlendikleri için, 31 Mart akşamı sandıktan çıkan kişi/kişiler, kulağını, 'yönetici' olduğu sürece, o yerde yaşayanlardan daha çok, kendisini aday olarak belirleyen parti yöneticilerine çevirecektir.

     Bu yolla 'aday' olan ve seçilen bir yöneticinin, o yerin sorunlarını bilse bile, bu sorunların köklü ve kalıcı çözüme ulaştırabilmesi için gerekli yol ve yöntemleri belirleyebilmesi, örgütlenmeleri yaratabilmesi ve hayata geçirebilmesi; hele hele o yerdeki 'Demokratik yaşamı' geliştirebilme ve dolayısıyla Demokrasi'ye katkıda bulunabilme doğrultusunda bir irade ortaya koyabilmesi olanaksız değilse de çok zordur.

     Bu nedenle biz, Datça Haziran Hareketi olarak, aday göstererek seçime katılacak bütün siyasi partileri, adaylarını, kendi ilçe örgütü üyelerinin 'ön seçimi' ile belirlemeye ve ilan etmeye çağırıyoruz.

     Demokrasi'ye inanıyor ve demokratik yolları savunuyorsak, bunun ilk adımı, budur.

     03.11.2018/Birleşik Haziran Hareketi/DATÇA

     Örn: YEREL SEÇİM ÇALIŞMALARI

     B. H. Hareketi/DATÇA olarak (Yerel Yönetim Seçimine ilişkin ilk aşamada) savunduğumuz görüşlerimizi, 3.11.2018 tarihli ve 'SİYASİ PARTİLER, PARTİ ÜYELERİ ve OY VERECEK DATÇALILAR' başlıklı bir basın açıklaması ile yerel kamuoyuna duyurmaya başladık: Bu çerçevede, DİSK/Tüm Emekli Sen Datça Şubesinde basına bir açıklama yaptık. Yazılı haldeki bu görüşümüzü, bütün yerel basın organlarına ve internet sitelerine verdik, yayınlanmasını sağladık. Bununla yetinmedik; bu basın açıklamasını, Datça'da var olan (MHP'den HDP'ye) bütün siyasi partilere ve Demokratik Kitle Örgütleri'ne iletmeye çalıştık; basın açıklamasını dağıtmaya başladığımız saatte açık olan partilere (HDP) ve D. K. Örgütlerine (Tüm Emekli Sen, PSAKDD ve Hacı Bektaş) elden, kapalı olanlara (MHP, AKP, VP, CHP ve IYI parti ile ADD) ise 'Geldik. Yoktunuz' notunu düşerek ( kapılarına bırakmak suretiyle) ulaştırmaya çalıştık.

     Bu basın açıklamasına muhatap olan 'parti üyeleri ve Datçalılardan, gerek basın açıklamasını ilgili yerlere ulaştırmaya çalışırken ve gerekse sonrası günlerde değişik tepkiler aldık; 'Siyasi Partilerden' ise, yazılı ya da sözlü olarak herhangi bir tepki gösterilip gösterilmeyeceğini 'merakla' beklemeye başladık; yalnızca HDP'den 08.11.2018 günü saat 14.00 için bir 'görüşme' talebi aldık ve nitekim görüştük.

     HDP'den gelen arkadaşlar, bu ziyaretlerinin 'Görüş alış-verişi' amaçlı bir ziyaret olduğunu söylemeleri üzerine, bu çerçevede karşılıklı sohbet ettik.

     Bu aşamada, 'özet olarak' şunu söylemek yanlış olmayacaktır: 31.03.2019 tarihinde yapılacak olan Yerel Yönetim Seçimi konusunda, AKP'den HDP'ye hiçbir partinin ilçe örgütü, ciddi anlamda, birbirinden farklı herhangi bir konuma sahip değildir. Öyle anlaşılıyor ki, bütün parti ilçe örgütleri, Genel Merkezleri düzeyinde yapıldığı söylenen 'pazarlıkların' sonuçlarını ve bilahare gelecek 'talimatları' beklemektedirler.

     Sanki, yerel yönetim seçimine değil, genel seçime gidiyoruz...

     08.11.2018/DATÇA

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder