2022.04.16.YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR)-19: "DEMOKRASİ PLATFORMLARI" ÜZERİNE TARTIŞMA NOTLARI (1)
YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR)-19: “DEMOKRASİ PLATFORMLARI” ÜZERİNE TARTIŞMA NOTLARI (1)
5-10 yıl öncesine göre adları daha az duyulsa da ülkemizin pek çok yerinde, özellikle sahil bölgelerindeki kentlerde kendisini sol, sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vb. olarak tanımlayan yurttaşlar “Demokrasi Platformu”, “Emek ve Demokrasi Platformu” vb. adlar altında bir araya geliyorlar ve ülke genelindeki ya da lokal düzeydeki toplumsal sorunlara dair ortak düşüncelerini ve tepkilerini, farklı biçimlerde (basın açıklaması, yürüyüş, miting...vb.) bu örgütlenmeler üzerinden dile getiriyorlar.
Yurttaşların bu platformlarda bir araya gelişleri, içinde yer aldıkları siyasal kolektiviteler (çevre, grup, parti vb.) ile Demokratik Kitle Örgütleri (DKÖ) ya da Sivil Toplum Örgütleri (STÖ) olarak tanımlanan derneklerin, sendikaların, sosyal medya platformlarının vb. dolayımı ile oluyor; Datça gibi bazı istisnai yerlerde ise “bireyler” de bu platformların içerisinde yer alabiliyorlar.
Toplumsal mücadelenin yeni bir sürece evrilmeye başladığı bu aşamada, elektrik zamlarını protesto, “Geçinemiyoruz” mitingi, 1 Mayıs etkinliği, maden yasasını protesto... gibi somut bir nedene bağlı olarak değil de daha geniş bir bakış açısıyla, yani il, ilçe, mahalle vb. yerlerde var olan solcuların, sosyalistlerin, devrimcilerin, demokratların, yurtseverlerin vb. “birlikteliğini” ve “ortak mücadele yürütmelerini/hareket etmelerini” sağlama vb. amacıyla oluşturulan bu platformların bazı yönlerden tartışılması yararlı olacaktır.
Haydi başlayalım!
***
Öncelikle, bu platformların, şu veya bu siyasal kolektivitenin ya da kolektivitelerin (çevrenin, grubun, partinin vb.) yürütüp yönlendirmeye çalıştıkları toplumsal mücadeleye ilişkin teorik bir önermesi/önermeleri çerçevesinde değil, 12 Eylül Askeri Faşist Darbesi koşullarında ağır bir yenilgi yaşayan, darmadağın olan ve haliyle, uzun yıllar, öz gücüne güvenerek kendisini ifade edemeyen sol, sosyalist, devrimci, demokrat, yurtsever vb. güçlerin kendilerini ifade etme ve yeniden toparlanma gereksinimleri bağlamında ortaya çıktığını; kurulduğu yerlerdeki öznel koşullara bağlı olarak da birbirlerinden görece farklı özellikler gösterdiklerini, söyleyebiliriz.
Bu nedenle, bu platformları, ortaya çıktıkları bu tarihsel koşullardan kopartarak, bugün bulunduğumuz konumlardan (birey, çevre, grup, parti vb.) hareketle (“öznel” bir bakış açısıyla) ele alamayız ve değerlendiremeyiz; bu platformlar, oldukça uzun süren o yenilgi koşullarında ortaya çıkmış nesnel olgulardır.
***
Nesnel birer olgu olarak ortaya çıkan bütün örgütlenme biçimleri gibi bu platformlar da, alternatifinin yaratılamadığı ya da alternatifinin yaratılması doğrultusunda somut ve sonuç alıcı adımların atılamadığı koşullarda “pozitif” örgütlenmeler olarak görülmeli ve o çerçevede ele alınmalıdır; bu yaklaşım, bu platformların eleştirilmesini, içinde yaşanılan sürecin gereksinimleri çerçevesinde farklı yönlerden geliştirilmesini, yürütülüp yönlendirilmeye çalışılan toplumsal mücadele çerçevesinde gidebildiği yere kadar evriltilmeye çalışılmasını dışlamaz.
Bir başka deyişle, eleştirel bir yaklaşım, bu platformlar konusunda, doğru bir yaklaşımdır.
***
12 Eylül yenilgisi döneminde nesnel olgular olarak ortaya çıkan bu platformların, bu gerçekliklerine karşın, 12 Eylül öncesi koşullarda gereksinim duyulan ama bir türlü başarılamayan “birlikte olma” ve “ortak mücadele yürütme” işlevini yerine getirdiği ve haliyle “kalıcı” olması gerektiği yaklaşımı, yenilgi döneminin 40 yıl gibi oldukça uzun sürmesinden ve bu platformların da bu yenilgi döneminde somut işlevler görmesinden kaynaklanan bir yanılsamanın sonucudur; bu platformların da, yenilgi dönemine has daha başka pek çok olgu gibi aşılacağını ve yerlerini yeni örgütlenme biçimlerine bırakacağını, öngörebiliriz.
Hiç şüphesiz, bu platformların aşılması, sönümlenmesi ve tarih sahnesinden çekilmesi, yürütülüp yönlendirilmeye çalışılacak toplumsal mücadele içerisinde nesnel birer olgu olarak ortaya çıkacak yeni örgütlenme biçimlerinin boy vermesi ve yeni sürecin gereksinimlerini karşılamaları çerçevesinde gerçekleşecektir; akşamdan sabaha ya da bunun böyle olması istendiği için değil!
(Devam edecek)
16.04.2022/Datça/Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder