FATSA VE "ŞU FATSA'NIN YOLLARI" BELEGESELİ ÜZERİNE
FATSA'NIN SIRRI! (*)
Geçen Salı günü, 27 Ekim'de Muğla Merkez'de (Menteşe) ve Fethiye'de, 30 Ekim'de Marmaris'te gösterimi yapılacak olan “ŞU FATSA'NIN YOLLARI” belgeselinin 31 Ekim günkü Datça ayağı için afişleme yapıyorduk. Alinda Market'in karşısındaki durakta otobüs bekleyen bir kadın yurttaş, cama yapıştırmaya çalıştığımız afişe bakıp “Bu ne?” dedi; “Belgesel film gösterimimiz var, onun afişleri” dedik. Yapıştırdığımız afişin üzerinde “ŞU FATSA'NIN YOLLARI” yazıyordu. Yeniden sordu: “Neyin gösterimi?” “Fatsa'nın”, dedik. “Tamam, da ne anlatıyor bu?”. Kadın bizim yaş kuşağından, hatırlayabileceğini düşündüm. “Siz” dedim, “1979'da, 1980'de Türkiye'de değil miydiniz?” “Türkiye'deydim” dedi. ”1979'da, Fatsa'da, bir sosyalist, Terzi Fikri diye anılır hani, seçimle belediye başkanlığını kazanmış ve kısa sürede, o ilçede çok iyi şeyler yapılmıştı. Ama zamanın iktidarı, 1980 Temmuz ayında, bu küçücük ilçeye akıl almaz büyüklükte 'Nokta operasyonu' çekmiş ve Terzi Fikri ile birlikte yüzlerce kişi gözaltına alınmıştı. Belediye başkanı 1985 yılında, cezaevinde, kalp krizinden ölmüştü. İşte o günleri anlatan bir belgesel, bu” dedim. “Hiç duymadım” dedi. Şaşırmadım! Birkaç ay önce yaşadığım benzeri bir olayı anımsadım.
Birkaç ay önce, bir arkadaşım telefon ederek, şimdilerde Datça'da kiralık bir evde oturan bir avukat tanıdığının ismini vermiş ve gidip onunla tanışmamı istemişti. Avukat, 12 Eylül Askeri Darbesi olduğunda bir askeri okulda öğrenciymiş. Ülke yönetimine el koyan generaller, onu ve başka ne kadar sol, sosyalist görüşlü öğrenci varsa hepsini askeri okullarından atmış. Arkadaş, okuldan atıldıktan sonra hukuk okumuş ve avukat olmuş. Biz sohbet ederken, yanımıza 65-70 yaşlarında bir bey geldi, tanıştık. Emekli bir subaymış. Her gün avukat arkadaş ile tavla oynarlarmış. Avukat arkadaşın “Atatürkçü bir subay” olarak tanıttığı bu kişi, sohbetin bir yerinde, 12 Eylül döneminde, orduda genç bir subay olmasına karşın, yapılan işkencelerden ve idamlardan hiç haberinin olmadığını, söyledi. “Olup bitenden ne kadar da habersizmişiz, meğer neler olmuş neler” dedi.
Hem durakta karşılaştığımız kadın yurttaş hem de kendisine “Atatürkçü” denilmesinden hoşnut olan emekli subay, o yıllarda gençtiler, hayatın içindeydiler; ülkeyi kasıp kavuran olaylardan habersizdiler ya da haberlerinin olmadığını, söylüyorlardı.
Bu iki yurttaş açısından işin doğrusu ne olursa olsun, gerçek, bence şuydu:12 Eylül 1980'de ülkenin yönetimine el koyan generaller, sol, sosyalist, devrimci değerler adına yaratılan ne varsa yok edip toplumsal hafızadan silmekte kararlıydılar. Bütün bunları yaparken uyguladıkları baskı, zulüm, işkence ve kitlesel boyutlara varan terör ile ülkeyi bir korku tüneline soktular ve insanları, görmeyen, duymayan, konuşmayan 'Üç maymun' u oynayanlar haline getirmekte başarılı oldular.
Yalnızca 12 Eylül 1980'de zor yoluyla yönetime el koyan generaller değil, sonrasında da ülkeyi yöneten bütün muktedirler, ağız birliği etmişçesine, sol'u ve devrimcileri, onlara dair var olan ya da onların yarattığı her şeyi, her yolu deneyerek unutturmaya çalıştılar. Başaramadıkları yerde kirletmeye çalıştılar. Çorum katliamının olduğu günlerde “Siz Çorum'u bırakın, Fatsa'ya bakın” diyerek “Nokta operasyonu” yaptırtan zamanın başbakanı Süleyman Demirel'in sözlerini nasıl unuturuz.
Peki, neden?
Neden, 40
yıldır, bütün muktedirler; askeriyle siviliyle, TÜSİAD'ıyla
MÜSİAD'ıyla, Demireli'yle, Kenan Evren'iyle, Turgut Özal'ıyla,
Erdoğan'ıyla Fatsa'ya ve Fatsa Belediyeciliğine karşıdır?
Neden, bir dönem Dikili Belediye Başkanlığı yapan Osman
Özgüven'den hâlihazırda Tunceli/Dersim Belediye Başkanlığı
yapan ve “Komünist Başkan” olarak tanınan Fatih Maçoğlu'na
kadar seçildiği koltuğun hakkını vermek ve iş yapmak isteyen
bütün belediye başkanlarının benzemek istedikleri kişi Fikri
Sönmez ve öykündükleri Fatsa Belediyeciliğidir?
Neden,
zamanında “Fatsa/Fatsa Şenliği/Çamur Kampanyası/Terzi Fikri”
denildiğinde burun kıvıranlar, bugün “Fatsa'dan/Terzi
Fikri'den” söz etmeden “Demokrasi/Doğrudan demokrasi/Yerel
yönetim,” tartışmalarını yapamamakta ve savunduklarını
söyledikleri düşüncelerini açıklayamamaktadırlar?
Neden, dün ona karşı çıkanlar bile bugün ona saygı duymakta ve
kendilerinin de aynı anlayışı savunduklarını söylemektedirler?
“Fatsa”yı kimler yarattı? Nasıl yarattılar?
“Fatsa”yı yaratan irade nedir?
Bir başka deyişle,
bütün unutturulma ve toplumsal hafızadan silinme çabalarına
karşın on yıllardır adı dilden dile dolaşan, kulaktan kulağa
fısıldanan ve nihayet, bu topraklarda “Yerel yönetim”,
“Doğrudan demokrasi” modeli olarak örnek alınan ve öykünülen
“Fatsa'nın sırrı” nedir?
Bu belgeselde, sorularımızın
cevabını bulmaya ve bu “sırrı” öğrenmeye çalışacağız.
27 EKİM: MENTEŞE- Konakaltı Kültür Merkezi/ Saat
18.30
FETHİYE – Özer Olgun Kültür
Merkezi/ Saat 20.00
30 EKİM: MARMARİS- Armutalan Kültür
Merkezi/Saat 13.00
31 EKİM: DATÇA- Bülent Ecevit Kültür
Merkezi/ Saat 19.00
24.10.2021/Datça/Mehmet Erdal
FATSA BELGESELİ GÖSTERİMİ AÇIŞ KONUŞMASI
Hoş geldiniz,
Bir dönem Dikili Belediye Başkanlığı yapan Osman Özgüven'den Ovacık Belediye Başkanlığı yaparken 'Komünist Başkan' olarak ünlenen şimdiki Tunceli/Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu'na, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü'den Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'a kadar, seçilerek oturduğu koltuğun hakkını vermek isteyen bütün belediye başkanlarının kendilerine örnek aldıklarını söyledikleri belediye başkanı Fikri Sönmez, namı diğer Terzi Fikri'dir; öykündükleri belediyecilik ise, Fatsa Belediyeciliğidir.
Keza, hangi düzlemde yapılırsa yapılsın, yürütülen bütün 'Demokrasi' tartışmalarında, tartışmacılar, Fatsa'dan bir biçimde söz eder ya da söz etmeseler de tartışmanın arka planında Fatsa daima yer alır.
Fatsa, bildiğimiz Fatsa; Ordu'nun Fatsa ilçesi.
Bu ilçemiz, bir dönem, 'Demokrasi'nin, 'Doğrudan Demokrasi'nin somut bir olgu olarak elle tutulur ve gözle görülür hale gelip yaşanıldığı bir yerdi.
Bilenler bilir; 14 Ekim 1979 yılında yapılan ara seçimde Fikri Sönmez bağımsız aday olarak katıldığı seçimi kazanır. 11 Temmuz 1980 tarihine kadar geçen 9 aya yakın süre içerisinde, kendi mahkeme ifadesiyle, 'halkıyla birlikte' bir çok şeyi gerçekleştirir.
Bugünden geriye bakıldığında, belki pek çoğumuza 'Bunlar da ne ki?' dedirtecek şeylerdir, yapılanlar; fındık kabuğu dağıtımını örgütlemek, fındıktaki sömürüye karşı çıkmak, karaborsacılarla ve tefecilerle mücadele etmek, günlük yaşam içerisinde gündeme gelen sorunları tartışarak elbirliği ile çözmek, sokakları çamurlardan temizlemek, festival düzenlemek...vb. vb...
Peki nasıl olur da zamanın siyasal iktidarı, yani 'Çoban Sülü' olarak efsaneleştirilen Süleyman Demirel başkanlığındaki hükumet, o günlerde nüfusu 19.500 civarında olan Karadeniz'in bu küçücük ve şirin ilçesine devasa bir 'Nokta Operasyonu' çekerek yüzlerce insanı gözaltına aldırır, onlarcasını tutuklatır ve bazılarını da öldürtür?
Süleyman Demirel'den başlayarak bütün siyasal iktidarlar, uzun yıllar, neden Fikri Sönmez ve Fatsa adını toplumsal hafızadan silip atmak, unutturmak, bu adları ağızlara almanın faturasının çok ağır olduğunu göstermek için akıl almaz yasaklar koyarlar, baskı ve kitlesel boyutlara varan şiddet uygularlar?
Nedir bunun nedeni?
İşte, şimdi, Sol Kültür'ün katkılarıyla Nurşen Bakır tarafından hazırlanan bu belgeselde, tamanen orijinal görüntüler eşliğinde, zamanın canlı tanıklarının ağzından, Fatsa ve Fikri Sönmez gerçeğinin öyküsünü izlerken bunun nedenini de öğreneceğiz.
İyi seyirler. 31.10.2021
“ŞU FATSA'NIN YOLLARI” BELGESELİNİN DATÇA GÖSTERİMİ YAPILDI (**)
“ŞU FATSA'NIN YOLLARI” belgeseli, 31 Ekim günü saat 19.00'da Bülent Ecevit Kültür Merkezi'nde Datçalı izleyicilerle buluştu.
Önceden duyurulduğu gibi saat tam 19.00'da başlayan gösterim öncesi 150 kişilik kapalı salonun yarısını (70-80) dolduran izleyicilere 'Hoş geldiniz' diyerek kısa bir açış konuşması yapan Sol Parti İlçe Örgütü Başkanı Mehmet Erdal şunları söyledi:
“Bir dönem Dikili Belediye
Başkanlığı yapan Osman Özgüven'den Ovacık Belediye Başkanlığı
yaparken 'Komünist Başkan' olarak ünlenen şimdiki Tunceli/Dersim
Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu'na, Çiğli Belediye Başkanı
Utku Gümrükçü'den Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras'a kadar,
seçilerek oturduğu koltuğun hakkını vermek isteyen bütün
belediye başkanlarının kendilerine örnek aldıklarını
söyledikleri belediye başkanı Fikri Sönmez, namı diğer Terzi
Fikri'dir; öykündükleri belediyecilik ise, Fatsa
Belediyeciliğidir.
Keza, hangi düzlemde yapılırsa
yapılsın, yürütülen bütün 'Demokrasi' tartışmalarında,
tartışmacılar, Fatsa'dan bir biçimde söz eder ya da söz
etmeseler de tartışmanın arka planında Fatsa daima yer alır.
Fatsa, bildiğimiz Fatsa; Ordu'nun Fatsa ilçesi.
Bu
ilçemiz, bir dönem, 'Demokrasi'nin, 'Doğrudan Demokrasi'nin somut
bir olgu olarak elle tutulur ve gözle görülür hale gelip
yaşanıldığı bir yerdi.
Bilenler bilir; 14 Ekim 1979
yılında yapılan ara seçimde Fikri Sönmez bağımsız aday olarak
katıldığı seçimi kazanır. 11 Temmuz 1980 tarihine kadar geçen
9 aya yakın süre içerisinde, kendi mahkeme ifadesiyle, 'halkıyla
birlikte' bir çok şeyi gerçekleştirir.
Bugünden geriye
bakıldığında, belki pek çoğumuza 'Bunlar da ne ki?' dedirtecek
şeylerdir, yapılanlar; fındık kabuğu dağıtımını örgütlemek,
fındıktaki sömürüye karşı çıkmak, karaborsacılarla ve
tefecilerle mücadele etmek, günlük yaşam içerisinde gündeme
gelen sorunları tartışarak elbirliği ile çözmek, sokakları
çamurlardan temizlemek, festival düzenlemek...vb. vb...
Peki nasıl olur da zamanın siyasal iktidarı, yani 'Çoban Sülü'
olarak efsaneleştirilen Süleyman Demirel başkanlığındaki
hükumet, o günlerde nüfusu 19.500 civarında olan Karadeniz'in bu
küçücük ve şirin ilçesine devasa bir 'Nokta Operasyonu' çekerek
yüzlerce insanı gözaltına aldırır, onlarcasını tutuklatır ve
bazılarını da öldürtür?
Süleyman Demirel'den
başlayarak bütün siyasal iktidarlar, uzun yıllar, neden Fikri
Sönmez ve Fatsa adını toplumsal hafızadan silip atmak,
unutturmak, bu adları ağızlara almanın faturasının çok ağır
olduğunu göstermek için akıl almaz yasaklar koyarlar, baskı ve
kitlesel boyutlara varan şiddet uygularlar?
Nedir bunun
nedeni?
İşte, şimdi, Sol Kültür'ün katkılarıyla
Nurşen Bakır tarafından hazırlanan bu belgeselde, tamamen
orijinal görüntüler eşliğinde, zamanın canlı tanıklarının
ağzından, Fatsa ve Fikri Sönmez gerçeğinin öyküsünü izlerken
bunun nedenini de öğreneceğiz.”
Sol Parti Datça İlçe Örgütü Başkanı Mehmet Erdal, bir buçuk saat civarında süren gösterim sonrasında, belgeseli izlemeye gelenlerin sayısının beklediklerinin biraz altında ama belgesele ve Datça'da gösterilmesine yönelik tepkilerinin ise büyük ölçüde olumlu olduğunu gözlediklerini, bunun da kendilerini mutlu ettiğini, söyledi
01.11.2021/Datça
(*) Bu yazı, Muğla Turnusol'da yayınlanmıştır.
(**) Bu haber, BirGün'de ve Muğla Turnusol'da yayınlandı.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder