2020.07.26.BİR SAHİL KASABASI OLAN DATÇA'DA PAZAR YERİ GÖRÜNTÜLERİ-7: PUSULAYI ŞAŞIRINCA...
BİR SAHİL KASABASI OLAN DATÇA'DA
PAZAR YERİ GÖRÜNTÜLERİ-7: PUSULAYI ŞAŞIRINCA...
Datça Belediye Meclisinin Temmuz
ayı olağan toplantısının canlı yayınını izleyenler daha
ayrıntılı olarak anımsayacaklardır: Belediye Başkanımız, her
ay olduğu gibi toplantının resmi bölümüne geçmeden önce
yaptığı açıklamalarının sonuna doğru, tartışmalara ve
itirazlara neden olan pazar yerlerindeki tek-çift numara uygulaması
konusuna değinmiş ve ''...Korona
virüs salgını ile mücadele sürecinin başladığı ilk
günlerde...'', yani Mart Ayı ortalarında ''... pazar yerlerinde
uygulamanın nasıl olması gerektiği konusunda sebze ve meyve
satıcısı pazarcılar ile... '' görüşmeler ve toplantılar
yapıldığını; nihayetinde ''...onların önerileri doğrultusunda
tek-çift numara uygulaması''nın ''gündeme getiril''diğini;
''...bu uygulama...''nın ''...İçişleri Bakanlığının dayattığı
bir uygulama...'' olmadığını; İçişleri Bakanlığının
''...sosyal mesafenin korunması çerçevesinde çözüm...''
istediğini; İlçe ''...Pandemi kurulunda yapılan görüşmelerde,
en uygun çözümün, pazarcıların istediği gibi tek-çift numara
uygulaması olduğu sonucuna...'' varıldığını söylemişti.
(Bknz: 08.07.2020/DATÇA BELEDİYESİ TEMMUZ AYI OLAĞAN MECLİS
TOPLANTISI/ http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com )
Kısacası,
Belediye başkanımız, bu konuşmasında, Mart ayı sonlarında
sebze ve meyve satıcıları bölümünde uygulanmaya başlanan ve
bilahare ( 'açmama' kararının kalkması sonrası) giyim, deri
çanta-kemer, plastik ve cam eşya ile hediyelik eşya satış
bölümünde de uygulanan tek-çift numara uygulamasının
kendilerinin bir dayatması değil; sebze ve meyve satıcıları
bölümündeki üreticilerin ve manavların bir tercihi olduğunu,
söylüyor ve durum bu iken, şimdi neden ağlayıp sızlıyorsunuz?,
siz istediniz, biz de olur dedik ve uygulamaya geçtik; şimdi bu
tepki de neyin nesi?, demeye getiriyordu.
25
Temmuz günü akşamleyin, Kızlan'lı bir üretici/pazarcı ile bu
tek-çift numara uygulaması konusunda bir kez daha kısaca
laflarken, Belediye Başkanının bu konuşmasını anımsattım;
Başkan doğru söylüyor, dedi. Bu konu konuşulurken, pazar yerinin
kapalı bölümünün dışına çıkma ve sokak aralarına yayılma
da dahil pek çok farklı seçeneğin sözü ediliyordu. Bazılarımız,
çadırım yok, dedi. Bazılarımız, dışarıya çıkılırsa
içeriye girilmez, dedi. Her kafadan bir ses çıktı. Sonra bir
baktık, tek-çift numara uygulaması olacak, dendi. Pek çok kişi,
tamam, dedi. Ama, abicim, kimse, Başkan dahil, çıkıp da, bu
uygulama aylarca ve aylarca uygulanacak; belki hep böyle gidecek;
ona göre düşünün ve karar verin, demedi ki. Yani bizi uyarmadı
ki. Sen de biliyorsun, o günlerde kim bunun bu kadar uzun süreceğini
tahmin ediyordu? Cumhurbaşkanı bile, kısa süre sabredin, her şey
yoluna girecek, demiyor muydu? Diyordu. Biz de, bu uygulamanın
üç-beş hafta kadar süreceğini sanıyorduk. Peki ne oldu?
Şimdiden dört (4) ay oldu. Daha ne kadar süreceğini Allah bilir!
Buna kim dayanabilir?
***
Mart
ayı ikinci yarısından itibaren pazar yerleri ile ilgili yazdığım
yazıları okuyan ya da okumayan ama Datça'da yaşayan ya da bir
kulağı Datça'daki yerel gelişmelerde olan hemen hemen herkesin
anımsayacağı üzere, özetle, siyasi iktidar tarafından Korona
virüs salgını ile mücadele gündeme getirildikten bir süre
sonra, 23 Mart günü, Datça Belediyesi, kendi İnternet sayfasında
yayınladığı bir duyuru ile her ay sonu açılan 2.el pazarı ile
giyim vb. satışın yapıldığı bölümün ikinci bir emre kadar
iptal edildiğini, sebze ve meyve bölümünde ise 28 Mart'tan
itibaren tek-çift numara uygulamasına geçileceğini açıklamıştı.
Bu
duyuruda, çok doğal olarak, bu uygulamaların ne kadar süreceğine
dair herhangi bir süre verilmiyordu. Her şey İçişleri
Bakanlığından, daha doğrusu Ankara'dan gelecek yazılı
açıklamalara bağlıydı. Datça Belediyesi, diğer yerel
yönetimler gibi, bu konuda, Ankara'nın alacağı kararlara uymak
zorundaydı.
Aksi
bir olasılık, söz konusu olamazdı.
Eyvallah!
Bu
durumda, 28 Mart tarihinden itibaren sebze ve meyve bölümündeki
satıcılar, Datça İlçe sınırları içerisindeki bütün pazar
yerlerinde (bazı ufak ayrıntılar bir yana) tek-çift numara
uygulamasına göre tezgah açmaya başlamışlar; buna karşın
giyim, deri çanta-kemer, plastik ve cam eşya satıcıları ile
hediyelik satışı yapan tezgahlar yasaklı konumunda kalmışlardı.
Bu
sürecin ne kadar devam edeceği söylenmiyordu; ama, hemen hemen
herkes, bu durumun, Ankara'nın söylemleri çerçevesinde, çok
fazla sürmeyeceğini var sayıyordu.
Biz,
o günlerde, tek-çift numara uygulamasının başlamasından (28
Mart) üç (3) gün sonra, içine girilen bu yeni sürecin en
mağdurlarının, tek-çift numara uygulaması biçiminde de olsa
tezgah açabilecek olanların değil, süresi belirsiz bir biçimde
tezgah açmaları yasaklı olan giyim, deri çanta-kemer, plastik ve
cam eşya ile hediyelik eşya satıcılarının olduğu tespitini
yapmış ve bu kesim ile birebir söyleşiler yaparak ilk yazıyı 31
Mart tarihinde yazmış; o yazıda şu öngörüde bulunmuştuk:
''...Korona virüs
salgını ile mücadele kısa sürede pozitif bir sonuca
ulaştırılamaz ve pazarcıların korktuğu gibi 2-3 ay ya da daha
fazla sürer, haliyle pazarcılar da pazar yerlerine tezgah açıp
çarklarını döndüremezler ise; bu, onların bazıları için tam
bir yıkım olur.'' (Bknz: 31.03.2020/YASAKLI OLAN PAZARCILARIN
DURUMU VE BEKLENTİLERİ/ http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com
)
Öncelikle
yapılması gerekenleri, her yazıda (31 Mart, 14 Nisan, 24 Nisan, 28
Nisan), bizzat söyleşi yaptığımız pazarcıların ağzından tek
tek ve oldukça ayrıntılı bir biçimde yazılı halde dile
getirmeye çalışmıştık. (Bknz: Bu tarihli yazılar/
http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com
)
Bu
taleplerimizden ve uğruna mücadele edilmesi gerekenlerden birisi,
tezgah açmaları yasak olan pazarcıların da (bu konuda da farklı
yaklaşımlar olmasına ve ortak bir görüş oluşmamasına rağmen)
tıpkı sebze ve meyve bölümü gibi tek-çift numara uygulaması
biçiminde de olsa tezgah açabilmeleri idi; bu, hiç yoktan iyi idi.
Nitekim,
16 mayıs günü, haftalardır tezgah açamayan yasaklı pazarcılar
da, sebze ve meyve bölümündekiler ile paralel olarak tek-çift
numara uygulaması çerçevesinde tezgah açmaya başladılar; ve bu,
görece, yani yasaklı olunan dönemle kıyaslandığında, iyi bir
gelişme, olarak algılandı ve karşılandı.
Bu
algılamanın yanlış olduğunu kim söyleyebilir ki?
***
Bizim
31 Mart'ta öngördüğümüz sürenin ve Datça Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Cemal Demirtaş'ın ise
14 Nisan'da ''... eğer... Mayıs 20 gibi bu iş sonlandırılamaz ve
normale dönülmez ise, bırak esnafı, Devlet bile sıkıntı
yaşar...
'' (Bknz: 14.04.2020/YASAKLI PAZARCILARIN AYAKTA KALMA ÇABALARI/ http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com ) dediği tarihin üzerinden
bunca zaman geçti; asla o kadar sürmemeli, denilen tarihler geride
kaldı.
Şimdi, Temmuz
ayı sonlarındayız.
Biz,
yasaklı pazarcıların tezgah açmaya başlaması sonrasında da
pazar yerinde yaptığımız birebir gözlemlerden ve söyleşilerden
hareketle pazarcıların sıkıntılarını, beklentilerini ve
istemlerini; dahası, bu gidişatın nelere yol açabileceğini çok
yalın bir biçimde yazarak kamuoyu ile paylaşmaya devam ettik.
(Bknz: 19 Mayıs, 07 haziran, 28 haziran, 14 temmuz, 20 temmuz 2020
tarihli 'BİR SAHİL KASABASI OLAN DATÇA'DA PAZAR YERİ
GÖRÜNTÜLERİ'/ http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com)
Israrla,
bu uygulamanın bir biçimde sonlandırılmasını ve Korona virüs
salgını ile mücadele kuralları kapsamında maske takma,
dezenfektan kullanma vb. uygulamalarına sıkıca uyulması
çerçevesinde var olan tek-çift numara uygulamasının
kaldırılarak, her hafta tezgah açılabilecek bir uygulamaya
yönelinmesi gerektiğini; var olan durumda Datçalı üreticilerin
ve seyyar esnafların (pazarcıların) bir kısmının yok olup
gideceğini, yok olmayanların ise borç batağı içinde çırpınıp
duracağını; Datça dışında başka yerlerde tek-çift numara
uygulamasının kaldırıldığını vb.vb... bıkmadan yazıp
durduk; artı, sözlü olarak, karar verme konumunda olanlara bir
biçimde anlatmaya çalıştık. Dahası, Datça Pazar yerinde satış
yapan üreticiler, manavlar ve her kesimden seyyar esnaf 158 imza
toplayarak, bu uygulamanın kendilerini bitirdiğini ve kaldırılması
gerektiğini yazılı olarak Datça Kaymakamlığına ve Belediye
Başkanlığına ilettiler. (Bknz: DATÇALI ÜRETİCİLERİN VE
PAZARCILARIN İMZA KAMPANYASI/ 07.07.2020/
http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com
)
***
Şimdi, kim, bu
pazarcıların, yani sebze ve meyve satıcılarının Mart ayı ve
yasaklı pazarcıların Mayıs ayı ortalarında yukarıda özetlenen
nesnel ve öznel koşullar içerisinde tek-çift numara uygulamasını
'gönüllüce' kabul etmelerini gerekçe göstererek, bu uygulamanın,
yine bahse konu edilen bu üreticiler ve seyyar esnaflar tarafından
kaldırılmasının istenmesini yanlış bulabilir ve bu uygulamanın
devamından yana tavır koyabilir?
Mart ayı
ortalarında Korona virüs salgını ile mücadelenin ve haliyle bu
mücadele kapsamında gündeme getirilen uygulamaların çok uzun
sürmeyeceği var sayılmıyor muydu? Dahası, yerel mülki idare ya
da doğrudan üreticilerin ve pazarcıların muhatabı konumundaki
yerel yönetim, bunun aksi doğrultuda somut herhangi bir tarih
verdiler ya da öngörüde bulundular mı? Üreticiler ve manavlar,
bu bilinmezlik koşullarında, her birimiz gibi çok kısa süreceği
var sayımıyla bu uygulamayı kabul etmediler mi? Bir başka
deyişle, Korona virüs ile mücadelede mademki işe yarayacak, biz
bu özveride bulunuruz, satışlarımızın bir kısmından vazgeçeriz, diyerek bu uygulamayı kabul etmediler mi? Giyim, deri
çanta-kemer, plastik ve cam eşya ile hediyelik satıcıları da hiç
akmamasından ise damlaması iyidir, diyerek bu uygulamayı
kabullenmediler mi?
Bugün, bütün
bunların aksini kim iddia edebilir?
***
Bugünkü
koşullarda, bizim önerimiz, daha fazla zaman kaybetmeksizin, bir an
evvel, Mart ayı ortalarında bu sürecin bu kadar uzun
sürebileceğinin ve haliyle o koşullarda gündeme getirilen
uygulamaların kalıcı hale gelebileceğinin ve ciddi mağduriyetlere
yol açabileceğinin, öngörülememesi gerçeğinden yola çıkarak,
bu uygulamanın masaya yatırılmasıdır; diğer yerlerdeki
uygulamalar çerçevesinde Datçalı üreticiler ve seyyar esnaflar
ile bir biçimde bir araya gelerek mağduriyetlere yol açmayacak
yeni bir uygulamaya yönelinmesidir.
26.07.2020/Datça
Mehmet Erdal
Not: Datçalı
üreticilerin ve seyyar esnafların üzerinde ortaklaştıkları
talep, çok ciddi mağduriyetlere yol açan (158 imzalı dilekçede de
ifade edildiği gibi) tek-çift uygulamasının kaldırılması iken,
21 temmuz günü 4 kadın pazarcının önce Datça Kaymakamlığına
ve ardından Belediye Başkanlığına çıkarak, 4 ay önce önerilen
ve kimsenin kabul etmediği 'Her tezgah arasında üçer metre mesafe
bırakarak pazar yerlerinin yeniden düzenlenmesi' uygulamasını
(kendi adlarına değil, genel adına) kabul etmeleri ya da
önermeleri, anında gösterilen tepkilerden de anlaşılacağı
üzere, pek çok pazarcı tarafından, çaresizliğin sonucu gündeme
gelen bir yol kazası, olarak değerlendirilmektedir.
Kişisel
çıkarların ve öncelikle bu kişisel çıkarların korunmasının söz konusu olduğu yerde, çözüm yolu, ortak noktada
buluşabilmekte ve ortak aklı oluşturabilmektedir. Bu ise, hiç de
kolay değildir!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder