2022.03.12.YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR)-14: SOL İÇİ SORUNLARI NASIL ÇÖZMELİYİZ? (4-1)
(Sezer Filiz/Hortuna)
YAZILAR (YOLA VE YOLCULUĞA DAİR)-14: SOL İÇİ SORUNLARI NASIL ÇÖZMELİYİZ? (4/1)
Kişisel tarihimde yeri var ama İzmir Devrimci Gençlik'in ve Devrimci Yolun İzmir GSB (Genç Sosyal Devrimciler/Sosyalistler Birliği) (*) örgütü ile herhangi bir ilişkisinin olduğunu anımsamıyorum.
İzmir'de, İGD (İlerici Gençlik Derneği) çevresi ile ilk ilişkilerimiz ise, yanılmıyorsam, 1976-77 kış dönemi içerisinde başlamıştı.
Devrimci Gençlik Dergisi yayınlanmaya ve sonradan kendilerini Devrimci Kurtuluş olarak adlandıracak arkadaşlar ile ayrılık başladıktan sonra Kemeraltı Başdurak'taki Başdurak İş Hanı üst katta bulunan ANT-YÖD'den (Antalya Yüksek Öğrenim Derneği) elimizi ayağımızı çekmiş ve yalnızca, Harputlu İş Hanı zemin kattaki Gençlik Kitabevi'ne gidip gelmeye başlamıştık; o günlerde, Devrimci Gençlik Dergisi oradan dağıtılıyordu ve “abi” de, arandığında ancak orada bulunabiliyordu.
Öznel durumumuz nedeniyle, dergi almaya ya da aklımıza takılan bir konuda “abi” ile konuşmak için Gençlik Kitapevine gittiğimizde, o civarda oturup sohbet edebileceğimiz bir yerimiz yoktu; haliyle, bazen, çok sayıda kişi, o küçücük kitabevinin içinde ve camekanının önünde gürültülü bir şekilde uzun süre bekleşip duruyorduk.
Kim akıl etti ya da kim ilk önce nasıl öğrendi ve önerdiyse, ayrıntıya dair hiç bir fikrim yok, kitapevinin önünde artık dikkat çekmeye başlayan kalabalığı azaltmak, daha rahat bir ortamda oturup konuşabilmek amacıyla, Kemeraltı'nın yan sokaklarının birisinde, Gençlik Kitabevine de çok uzak olmayan bir yerde bulunan TÜS-DER'e gitmeye başladık.
TÜS-DER'in, üstü yarı açık yarı kapalı oldukça geniş bir salonu vardı; orada çok rahat oturup konuşulabiliyor ve çay filan da içilebiliyorduk. Anımsadığım kadarıyla, belki de yalnızca gündüzleri oraya gittiğimizden öyle olabilir, o salonda, biz gençlerden daha büyük yaşta çok az sayıda kimse olurdu; muhtemelen, bu kişiler TÜS-DER üyeleriydi.
Bir süre sonra, bazı arkadaşlar, oraya gidip oturduklarında, çay ocağını işleten kişinin, bir daha buraya gelmeyin, dediğini, aktarmaya başladılar; biz, boş verin, kime ne zararımız var ki, gidip oturmaya devam edelim, diyorduk.
Aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum, 1976-77 kışı olacak, İGD, bir kanaldan, bize, UDC'yi (Ulusal Demokratik Cephe) tartışmak istiyoruz, sizi de davet ediyoruz, demiş; “abi”, İGD'den gelen bu çağrıya benim katılmamı istedi. Tamam da, ben, toplantıya gittiğimde neyi savunacaktım? Biz, bu konuda ne düşünüyorduk?.. Neyse, gittim.
TÜS-DER'in bir odasında yapılan toplantıya, İGD adına katılan kişi, benim Buca Lisesi Ortaokul kısmında (1966-69) okurken tanıdığım bir arkadaşımdı; kendisiyle, 1973-74 yıllarında da bir ara sohbetimiz olmuştu... (**)
Biraz tartışılan konuda “cahil” olmam, biraz da “abi”nin yönlendirmesi (“katılmadı demesinler, katılalım; dinleyelim”) nedeniyle, katıldığım bir-iki toplantıda UDC üzerine anlatılanları ve toplantıya katılanlardan bazılarının söylediklerini dinlemekle yetinmiştim; neticede, o tartışmalardan somut herhangi bir şey de çıkmamıştı. (***)
UDC tartışmalarından bir şey çıkmayınca ya da biz çekilince, ayrıntıya dair çok fazla bir şeyler anımsamıyorum, ya da İDOD'un (İzmir Demokratik Orta Öürenim Derneği), EMEK DAĞITIM'ın, bazı mahalle derneklerinin devreye girmesiyle ve haliyle, TÜS-DER'e gereksinim kalmaması sonucu olabilir, TÜS-DER'e uğramaz olmuştuk.
İGD ile ilk karşı karşıya gelişimiz, bu gelişmelerden bir süre sonra Karabağlar Mahallesindedir.
Devrimci Gençlik'in ilk mahalle çalışmalarına başladığı yerlerden birisi Karabağlar idi. (****)
Karabağlar Mahallesinde çalışmaya başladığımızda İGD'lilerin Karabağlar Briketçi Durağından Yeni Çamlık yoluna saptıktan sonraki köprünün yanı başında bulunan kahvehanenin biraz ilerisinde bir dernekleri vardı; çoğunlukla kapalı olurdu.
O yıllarda, mahalle vb. alanlarda çalışmalar yürüten siyasi yapılanmaların “ayrı örgütlenme” eğilimleri (*****) revaçta olduğundan, biz de, o güne kadar Halkın Sesi içerisinde yer alan Sezer Filiz (Hortuna) (******), Mustafa Olpak (Arap Mustafa) (*******) ve diğer arkadaşları kazandıktan sonra Briketçi Durağından Eski Çamlık Mahallesine doğru devam eden yol üzerinde bulunan kahvehanenin arka taraflarında bir yerde KARA-DER'i (Karabağlar Kültür ve Dayanışma Derneği) kurmuştuk.
İki dernek arasında, kuş uçuşu çok fazla bir mesafe yoktu.
Karabağlar Mahallesinde İGD'liler ile aramızdaki gerginliğin asıl nedeni, derneklerin birbirine yakın olması değil, Karabağlar'da çalışmaya başlamamızdan sonra, İGD'lilerin etki alanlarının giderek daralması (Karabağlar Mezarlığı ve Karabağlar Polis Karakolu ile karakolun yanı başından geçen dere arasındaki dar bir bölge) idi ; Aydın Mahallesi olarak anılan bu dar bölgede, TEBA gibi bir-iki iş yerinde örgütlü olan DİSK'e bağlı sendikaların üyesi işçiler kalıyordu.
Yağhanelerden Karabağlar'a girişte bulunan Hasan Hüseyinlerden Yeni Çamlık'a kadar çok geniş bir bölgede mahalle çalışması yürütürken, zaman zaman Aydın mahallesine de geçip dernek bildirilerini dağıtıyorduk. Siyasi hareketler arasındaki (o yıllarda tavan yapmış) “rekabet” nedeniyle, İGD ile aramızda bir sürtüşmenin yaşanması kaçınılmazdı.
Nitekim, umarım hafızam beni yanıltmıyordur, 1977 yılı yazında, İGD'liler, Karabağlar-Gaziemir yolundan Çamlık yoluna sapan yolun Briketçi durağına varmadan hemen öncesinde yolun solunda bulunan yazlık sinemada bir tiyatro gösterisi düzenlemişlerdi; biz de, gösterinin düzenlendiği o akşam tiyatro gösterimini izlemek ve haliyle “ bu mahallede biz de varız” şeklinde bir gövde gösterisi yapmak için yazlık sinemanın yolunu tuttuk. Bazılarımız bilet aldı. Çamlık Mahallesine giden yol üzerindeki kapıdan değil de bilet satışının yapıldığı yan taraftaki kapıdan içeriye girmek istedik; ıııhhh, almıyorlar. İtiş kakış başladı, ama nafile. Sinirden tir tir titriyoruz. Nasıl olur?, diyoruz, nasıl almazlar bizi? Bu mahallede anti-faşist mücadeleyi yürüten biziz. Gireceğiz. Başka yolu yok. Ama nafile. Ne yaptık ise, içeriye giremedik. Eli mecbur, oradan ayrıldık.
(Devam edecek)
12.03.2022/Datça/Mehmet Erdal
(*) TSİP'in (Türkiye Sosyalist İşçi Partisi) gençlik örgütü.
(**) Benim Devrimci Gençlik Grubu içerisinde yer almamdan çok önceleri, İzmir Bahçelievler'deki evlerine birkaç kez gidip Sovyetler Birliği, Sovyetler Birliği'nin Macaristan ve Çekoslovakya'daki müdahaleleri, Soljenitsin'in eleştirileri... üzerine aklımın yettiği kadarıyla sohbet ettiğim bir arkadaşım.
(***) Aynı dönem, İzmir dışındaki herhangi bir yerde bizim arkadaşlarımıza UDC tartışmalarına katılma çağrısı yapılmış mıydı, yapılmış ise bizim arkadaşlar katılmış mıydı ya da bu çağrı yalnızca İzmir'de, biz TÜS-DER lokaline zaman zaman gidip oturmamızdan dolayı mı gelmişti, inanın hala bilemiyorum.
(****) Mahalle çalışmalarına, mutlaka somut bir ilişki üzerinden başlanır; Karabağlar'daki mahalle çalışmamızın ilk adımı, benim, kardeşlerimin (Musa Erdal ve elektrikçilik yapan diğer kardeşim), Ahmet Özil'in (Paspal Ahmet) ve bir başka arkadaşımızın Karabağlar'da bir süre birlikte kalmamızdan, artı, benim açımdan Karabağlar'ın çok bildik bir yer (iş, hısım-akraba, aynı köylü) olmasından kaynaklanan farklı nitelikteki ilişkiler üzerinden atılmıştır.
(*****) Bu yazıda, “kitle” örgütlenmesi anlamında sözü edilen bu “ayrı örgütlenme” eğiliminin (“ayrı örgüt kurma” ve kurduğun örgüte “kendi dışından kimseyi sokmama”), ne ölçüde aşılabildiğinin ve ne ölçüde savunulabilir bir tavır olduğunun ciddi anlamda sorgulanması gerektiğini, düşünüyorum.
(******) Sezer Filiz: Hortuna, cezaevinden çıktıktan sonra, Karabağlar'da bir iş yerinde ağır motor bakım ustası olarak çalıştı; çok alçak gönüllü ve yardım isteyen herkese elinden gelen yardımı yapmaya çalışan bir arkadaşımızdı. Huzur içinde yatsın.
(1981 yılı. Buca Bölge Cezaevi. Eski Bölüm. 8-9 Koğuş bahçesi.)(*******) Mustafa Olpak
(Bak: Google)
(1953-3 Ekim 2016)
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder