2020.01.28.PAZAR YERİ YAZILARI-2/ BRAVO DOKTOR
PAZAR YERİ YAZILARI-2: BRAVO DOKTOR
İçmeler Pazar yeri, ağırlıkla
yazın faaliyet yürüten, kışın ise, Marmaris ve civarında
yaşayıp da kışın pazar yerlerinde tezgah açmak zorunda olan
(çünkü, başka türlü ayakta kalmaları ve geçimlerini
sürdürmeleri olanaksızdı) ve çoğunluğunu üreticilerin
oluşturduğu (sebze-meyve satan) pazarcıların tezgah açtıkları
bir yerdi.
***
Her yaz başı, İçmeler Pazar
yeri ile ilgili olarak, özellikle bir yıl önce o pazar yerine
tezgah açan ve giyim, deri çanta-kemer, ayakkabı, hediyelik eşya
ve takı türü eşya satan pazarcıları (şu an bu yazıyı okuyan
pek çoğunuzun anlayamayacağı ve dahası, hayal bile edemeyeceği)
büyük bir heyecan ve telaş sarardı: Acaba bu yıl kendisine
tezgah açma izni verilecek miydi? Verilecekse, bu yer nasıl bir yer
olacaktı? Ölü (orta) bölgeden bir yer verilirse ne yapacaktı?
İşi garantiye almak için ne yapmalıydı? Kimlere
gitmeliydi?...vb.vb.
***
Marmaris, Armutalan ve İçmeler
Pazar yerlerinde, pazar yerindeki düzenleme vb. konularda, belediye
başkanı, öyle var sayıldığı gibi, mutlak surette, zabıta
amirini yetkili kılmazdı; Bu yetkili kılınan bazen zabıta amiri,
bazen belediyenin yazı işleri müdürü, bazen veterineri, bazen
doktoru ya da bazen bir başkası ...olabilirdi.
Bunun nedeni, sahil şeridindeki,
yani turizm gelirinin asıl geçim kaynağını oluşturduğu turizm
merkezlerinde pazar yerlerinin rantın yoğun ve yüksek olduğu,
haliyle bu ranta el koymak ya da bu ranttan pay almak, dahası var
olan rantın pay dağıtanı konumunda olmak için bazı belediye
görevlileri arasında yoğun çekişmelerin ve kavgaların yaşandığı
yerler olmasıydı.
İçmeler Belediyesi içerisinde
de, bu çerçevede, hırslı ve aldığı maaşla yetinmeyen aç
gözlü bazı görevliler arasında çekişmeler olduğunu sıkça
duyuyorduk.
***
Her neyse, 2004 yılı sezon başı,
ki bu Mayıs ayı sonu Haziran ayı başı demek oluyor, önceden
beri o görevde olan zabıta amirinin organizasyonu çerçevesinde,
büyük ölçüde önceki yılın benzeri bir yer dağıtımı
yapılmıştı. Yalnızca, yeni yönetimin bazı istemleri dahilinde
olduğu söylenen, yani bazı kişilere (her bölüm için geçerli
olduğu söylenebilir) 'ön' taraflardan (müşterinin yoğun olarak
geçtiği ve bu nedenle, eşitlerine göre ona avantajlı bir konum
sağlayan) yerler verilmiş; haliyle önceki yıllarda o yerlerde
tezgah açan bazıları (önceki yılla kıyaslandığında) 'mağdur'
edilmişti.
Gerçekte, bu iddiada olanların
sayısı çok değildi. Yer dağıtımında, önceki yıllardan çok
farklı ve kökten bir değişiklik yoktu; öteden beri bilinen,
duyulan vb. karmaşık ilişkiler ve alanın da satanın da memnun
olduğu bazı 'alış-verişler' yine geçerli olmuştu.
Bir başka deyişle, önceki
yıllarda pazar yerinde kurulan ve bazılarının lehine, bazılarının
ise aleyhine dönen çark, yine dönmeye devam ediyordu.
Benim için, o yıl da değişen
bir şey yoktu; önceki yıl tezgah açtığım yerde kalmıştım.
***
Sezon başladı. Biz işimizin
başındayız. Pazar yerinde önceleri fısıltıyla başlayan ve
giderek yüksek sesle dillendirilen bazı dedikodular dolaşmaya
başladı. Bu dedikodulara göre, CHP'li yeni yönetim, bazı
yandaşlarına, bu çerçevede Kürt kökenli bazı pazarcılara 'ön'
taraflardan yer vermişti; filan ya da feşmekanın hakkı
yenmişti...
Halbuki, her yıl sezon başı
benzeri şeyler olur ve bazıları kaybeder, istenen 'ödemeyi'
önceden yapan bazıları ise 'kazanırdı'; bu yılda, özde değişen
bir şey yoktu. Yalnızca, bu yıl, öncekinden farklı olan, öteden
beri hep 'ön'de yer alanların bir-ikisinin tezgah alanı birazcık
daraltılmış ya da birazcık yer değiştirmişti; o yıl da pazar
yerinden sorumlu olan zabıta amiri, yeni yönetimin bazı kişilere
yönelik yer talepleri konusunda uygun çözümü, ancak bu şekilde
bulabilmişti.
Bu dedikoduların asıl nedeni
şuydu:
2004 yılı öncesi yıllarda,
yerel yönetim, yaz sezonu başı pazar yerinde yer dağıtımı
yaparken, İçmelerin yerlisi ya da İçmeler'de ikamet eden bazı
kişilere 'ön' taraflardan yer tahsisi yapmakla kalmaz; bunların
bazılarından, her pazarcıdan alınan yer tahsisi+işgaliye
bedellerini almaz ya da bu yer sahiplerinin paşa gönülleri ne zaman ister ise ödemeleri
çerçevesinde tahsil ederdi.
Yine, belediye personelinin
tamamına yakınına, (eşleri, kardeşleri, çocukları vb.
üzerinden) yer tahsisi yapılırdı.
Dahası, farklı kılıflar
altında, dernek yönetimine de hatırı sayılır sayıda yer
ayrılırdı.
Öte yandan ise, Milas ve Yatağan
ilçelerinde yerleşik konumda olan ve oralardan gelip pazar yerinde
tezgah açmak için başvuruda bulunan ve büyük ölçüde giyim ve
deri çanta-kemer satan pek çok Kürt kökenli pazarcıya yer
tahsisi yapılmazdı.
İşte, yukarıda bahse konu
edilen biçimlerde tahsis edilen bu yerlerin bir kısmı; özellikle
belediye personeline ve derneğe tahsis edilen yerler, yer talepleri
geri çevrilen (o yıl tezgah açabilmek için kesenin ağzını
açmaya hazır) bu Milas ve Yatağandan gelen Kürt kökenli
pazarcılara kiralanırdı.
Bu çark, her yıl, burada
anlatıldığı gibi, döner dururdu.
2004 yılı sezon başında, ilk
iki kesime yer tahsisinde değişen bir şey olmamış ama derneğe
yer tahsisinde sorun çıkmıştı; yeni yönetim nedeniyle, yer
tahsisi yapanlar, bu konuda, gerekeni yapmakta çekingen
davranmışlar; önceki yıllarda derneğe yapılan yer tahsisi
yapılamamıştı.
Yıllardır nemalandıkları bu
rantın (çantadaki kekliklerin) elden uçup gittiğini, yani
belediyede yer tahsisinde yetkili olan görevlilerin bir biçimde
kendilerinin tasarrufuna bıraktığı ve haliyle kendilerinin de yer
talebi olan Kürt kökenli pazarcılara yüksek fiyatlardan
kiraladıkları yerlerin, bu yıl, doğrudan, belediye tarafından
aynı kişilerin bazılarına tahsis edildiğini görenler,
tepkilerini bu söylentileri yayarak ifade ediyorlardı.
Olay bundan ibaretti.
***
Sezon devam ederken, alttaki
yazıda değinildiği üzere, 31 Ağustos günü gecesi, ertesi gün
için tezgahlarını hazırlamaya çalışan ve deri çanta- kemer
satan iki grup pazarcı arasında, özde rekabetten ve
çekememezlikten kaynaklanan ama söylemde, bir miktar 'etnik kimlik'
tartışmasına kayan bir kavga yaşandı; bu olay, İçmeler Pazar
yeri yönetiminde, bir anlamda 'milat' oldu.
Zabıta amiri, pazar yeri
sorumluluğundan alındı, yerine İçmeler Belediyesi doktoru
getirildi.
Doktor, hemen farklı olduğunu ve
farklı bir çizgi izleyeceğinin ipuçlarını vermeye başladı.
Sezon devam etti.
Ben, doktorun yaptıklarından
hareketle, biraz da 'umuda kapılarak' diyeyim, pazar yerlerine dair
yapılması gerekenler üzerine düşüncelerimi ve önerilerimi bir
kez daha ama bu kez biraz daha ayrıntılı olarak yazıp yayınlamak
istedim; yazdım ve yine Çağdaş Marmaris gazetesine/Mehmet Emin
Berber'e götürdüm. (Elbette, bir önceki yazıda belirtilen
koşullar devam ettiğinden, yine başka bir adla.)
Yazı şuydu:
''BRAVO DOKTOR
2004 Yılı Turizm Sezonunun
bitimine az bir süre kala tanık olunsa da İçmeler Belediyesi
sınırları içerisinde Çarşamba günleri kurulan pazar yerinde
ilginç gelişmeler yaşanıyor...
ZABITA AMİRİ DEĞİŞİYOR
29 Mart Yerel Seçimler öncesi
verilen sözlerin ve seçim sonrası doğal olarak gündeme gelen
beklentilerin aksine, GÖRECE daha sancılı bir şekilde (Armutalan,
İçmeler ve Marmaris pazar yerlerinde) tezgah açmaya başlayan
pazarcılar; bu yaz boyunca, turizm sezonundan beklediklerini
bulamamanın da etkisiyle, oldukça stresli günler geçirmeye
başladılar.
İçmeler Pazar yerinde, bir
yönüyle, yaşanılan bu yoğun stresin doğal sonuçlarından
birisi olarak, bilindiği gibi, 31.08.2004 günü gecesi bir grup
pazarcı arasında çok sert bir kavga yaşandı; sert ve kesici
cisimlerle, bir çok pazarcı birbirini yaraladı...
Bu yazının konusu çerçevesinde,
İçmeler belediyesi, bu kavganın hemen ardından, 29 Mart Yerel
Seçimler öncesi de görevde olan mevcut zabıta amiri Tugay bey'i
görevden aldı ve yerine belediye doktoru Bayram bey'i atadı.
Yeni zabıta amiri seçilen Dr.
Bayram bey, yine bu yazının konusu çerçevesinde, turizm sezonunun
bitimine az bir süre kalmış olsa da, pazar yerinde, adeta yeni bir
dönemin başladığı imajını veren girişimleri gündeme
getirmeye başladı.
'OLMAZ' OLMAZMIŞ!
Doktor Bayram bey, ilk iş olarak,
kavgaya karıştığı veya kavganın olduğu yerde tezgahı olup da
tezgahını kiraya verdiği bilgisini aldığı bazı pazarcıların
pazar yeri kartlarını iptal ettirdi. Bu iptal edilen veya eski
zabıta amirinin her nedense listelerde boş gösterip resmi olarak
pazarcı yerleştirmediği yerlere ( takriben 80 civarında), pazar
yeri duvarları dışındaki alanda tezgah açan kart sahibi
pazarcıları yerleştirdi. Zabıta memurları ile birlikte, zabıta
memurlarının çok iyi bildiği ama kendisinin hiç tanımadığı
tezgahları tek tek dolaşarak, hangi tezgahın kart sahibi
tarafından çalıştırıldığını, hangi tezgahın sahibi
tarafından kime kiraya verildiğini tespit etmeye başladı.(Bu
satırların yazıldığı sırada tespit işlemi devam ediyordu.)
Bir anlamda, pazarcı ile yüzyüze geldi ve belediye ile pazarcılar
arasında var olan yabancılaşmayı kırma sürecini başlattı...
Vergi memurları, ellerinde
belediyeden aldıkları kart sahipleri listesi ile tezgahları
dolaşmaya ve tezgah sahiplerinin vergi mükellefi olup-olmadığını
tek tek tespit etmeye başladılar.
23 Eylül günü akşamleyin,
pazarın bittiği saatlerde, belediyenin temizlik ekibi pazar yerine
girdi ve geride kalan kağıt, poşet vb. atıkları toplamaya
başladı. (Böylece, Datça Belediyesinin yıllardır yaptığı,
Armutalan Belediyesinin bu yıl yapmaya başladığı bu basit ama
kesin sorun çözücü eylem, nihayet gündeme geldi.)
SORUNLAR KAPSAMLIDIR!
Yeni zabıta amiri de görevini
içselleştirdikçe görecektir ki, pazar yerlerindeki sorunlar
bir-iki... değil, çok kapsamlıdır ve yılların birikiminin
ürünüdür.
Bazı yönleriyle Beldibi,
Armutalan, Turunç, Bozburun, Datça, Marmaris...vb. bütün pazar
yerlerindeki sorunlarla çakışan bu sorunların artık köklü ve
kalıcı çözümü gündeme getirilmelidir. Çözüm ise,
sanıldığının aksine, olanaksız değildir. Bizce, pazar yerinde
bugün yaşanan sorunlarla tek tek uğraşmak yerine, bu sorunların
kaynağını oluşturan zemini yenilemek gerekir. (Bu daha pratik ve
daha sonuç alıcıdır.)
Bu çerçevede:
1-Vergi kaydı olmayana, Esnaf ve
Sanatkarlar Odasından kayıt getirmeyene ve (Hediyelik dışında)
ustalık belgesi bulunmayana (veya bu belgeye sahip birisiyle noterde
sözleşme imzalamayana) tezgah açma izni verilmemelidir.
2- Her vergi mükellefine yalnızca
bir tezgah açma izni verilmelidir. (Eş, kardeş, akraba ...vb.
ilişkiler bir vergi numarasına birden çok tezgah açma izni
verilmesine gerekçe olmamalıdır; böylece kiralama, vergi kaçırma
vb. muhtemel dedikoduların önü kesilmelidir.)
3- Hiçbir kimseye vergi kaydında
veya ustalık belgesinde belirtilen işin niteliği dışında başka
bir alanda tezgah açma izni verilmemelidir.
4-Kiralama yasağı kesin olarak
korunmalı ve yerini kiraya verdiği tespit edilen kişinin izin
kartı iptal edilmelidir.
5- Pazar yerinde hem farklı iş
yapanların hem de aynı işi yapanların kendi aralarında sahip
oldukları tezgahların bulunduğu konum ve kapsadığı alan
açısından eşitlik sağlanmalı ve bu çerçevedeki 'adam kayırma'
türünden şikayetler ortadan kaldırılmalıdır.
6- Bazı kart sahiplerinin
yıllardır belediyeye vermeleri gereken kart paralarını ya hiç
ödemedikleri ya da kısmen ödedikleri bilinmektedir. Hal böyle
olunca belediyenin kağıt üzerinde beklediği gelir ile o yıl elde
ettiği gelir arasında ciddi bir fark ortaya çıkmaktadır. Bizce
yüksek olan kart ve günlük işgaliye bedelleri makul bir seviyeye
çekilmelidir. Yıllık tutar iki takside bölünmelidir. Taksitlerin
ilki Nisan ayında, ikincisi Temmuz ayında tahsil edilmelidir. İlk
taksiti ödemeyene tezgah açma izni verilmemelidir. İkinci taksiti
ödemeyenin ise kartı iptal edilmelidir. Böylece hem belediye
gelirleri garanti altına alınmış olacak, hem doğabilecek
suistimaller önlenmiş olacak, hem de bu çerçevede kart sahipleri
arasındaki eşitsizlik ve hoşnutsuzluk giderilmiş olacaktır...
7-2005 Turizm sezonunda pazar
yerinde izin verilmeyecek iş kollarının hangileri olduğu resmi
olarak, içinde bulunduğumuz turizm sezonu bitmeden, en kısa sürede
ilan edilmelidir. Böylece bu iş kollarında faaliyet yürüten
pazarcıların olası mağduriyetleri önlenmelidir.
8- Pazar yerindeki tezgahların
sayısında bir sınırlamaya gidilmelidir. Pazar yeri alanının
sınırları kesin olarak belirlenmelidir.
9- İçmeler Pazar yerine yeni bir
dizayn vererek içerisinde WC, duş, kafeterya, güvenlik ve sağlık
ekibi, otopark...vb. bulunan daha modern ve çağdaş bir pazar yeri
oluşturulmalı, hatta madden mümkün ise, kapalı bir pazar yerinin
yapılması gündeme alınmalıdır.
10- Yerli ve yabancı turistlerin
de sıklıkla dile getirdiği gibi; satılan her ürün fiyat etiketi
takılarak satışa sunulmalıdır.
11- Her ne olursa olsun; hiç bir
kişi, kurum ve kuruluş için belediye zabıtaları aracılığıyla
bağış toplanmamalıdır. Gereklilik durumunda bu kişi, kurum ve
kuruluşlar belediyeden izin alarak kendileri toplamalıdırlar.
Var olan sorunları büyük ölçüde
ortadan kaldıracağına ve pazar yerlerinde yeni bir dönemi
başlatacağına inandığımız bu önerilerin hayata geçirilmesinin
ardından yeni sorunların gündeme gelmesi olanaksız değildir; ama
bunlar hem daha basit, hem de daha kolay çözülebilir sorunlar
olacaktır.
09.10.2004
Mehmet Ali Bayar''
***
Yazı yayınlandı ve ben, bir
Kasım'da sezon kapandıktan sonra da, İçmeler Pazar yerine, hava
koşullarının uygun olduğu günlerde gidip tezgah açmaya devam
ettim.
16.01.2020/Datça
Mehmet Erdal.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder