2020.03.31.YASAKLI PAZARCILARIN DURUMU VE BEKLENTİLERİ
'YASAKLI' PAZARCILARIN DURUMU VE
BEKLENTİLERİ.
'DEVLET ÖDESİN!...'
2020 tarihli yazımda
(Bknz:https://mehmeterdalyazilar.blogspot.com
/'BİR SAHİL KASABASI OLAN DATÇA'DA PAZAR YERİ GÖRÜNTÜLERİ'),
pazarcıların, başka yerlerdeki gelişmelere bakarak, Datça Pazar
yerinin de gelecek haftalarda açılıp açılmayacağına dair bir
endişelerinin olduğunu ve bunda da, '...tıpkı işsiz kalan, ne
yapacağını ve nasıl geçineceklerini bilemeyen çalışanlar
gibi...yerden göğe kadar haklı...' olduklarını yazmıştım.
***
Bu yazımın yayınlanmasının
hemen ardından, 23.03.2020 günü, Datça Belediyesi, kendi İnternet
sayfasında, önce, her ayın son Pazar günü açılan '2.el
pazarının' ve bilahare ardından, aynı gün, her hafta sonu
Cumartesi günleri kurulan Halk Pazarı'nda, sebze ve meyve, yani
temel gıda maddeleri dışında satış yapan pazarcıların tezgah
açmasının da, Koronavirüs ile mücadele kapsamında, ikinci bir
emre kadar yasaklandığını duyurdu; İçişleri Bakanlığı ise,
24.03.2020 günü gece yarısı yayınladığı bir genelge ile bu
yasağın ülke genelinde uygulanacağını, dahası, tezgah açmasına
izin verilen sebze-meyve vb. temel gıda maddesi satıcısı pazarcı
esnafının da belli kurallar çerçevesinde bu faaliyetlerini
sürdüreceklerini resmen ilan etti.
***
Datça Pazar Yeri, 28.03.2020
günü, yasaklı olan pazarcıların tezgah açtıkları yerlere,
tezgah açan pazarcıların ve pazara temel gıda maddelerini satın
almak için gelen oldukça az sayıdaki müşterilerin araçlarını
park ettikleri bir görüntüyle açıldı. (Bunun böyle olduğunu,
bizim için de alış veriş yapan yasaklı bir pazarcı arkadaşın
benim bu yazım için çektiği fotoğraflardan anlıyoruz.)
***
21.03.2020 günü pazar yerini
gezerken bazı pazarcı arkadaşların ağzından ilk kez
'Yasaklanabilir mi?' sorusunu duyduğum andan itibaren kendi kendime
sorup durduğum sorular beynimde giderek büyüdüler; 1992-2017
yılları arasında tam 25 yıl birlikte olduğum bu kadın ve erkek
pazarcı arkadaşlar, şimdi ne düşünüyorlardı? Ne yapacaklardı?
Nasıl geçineceklerdi? Günlük yaşamlarını devam ettirebilmek
için gereksinimlerini nasıl karşılayacaklardı? Belediyeden,
Esnaf ve Sanatkarlar Odasından, Devletten beklentileri nelerdi?
Geleceklerine dair öngörüleri nelerdi?...
***
Datça Belediyesinden alınan
bilgilere göre, Datça Belediyesi'ne kayıtlı 250 pazarcı vardır
ve bu kayıtlı pazarcıların, sebze-meyve vb. temel gıda ürünü
satmayan 58'i, şu an için ne kadar devam edeceği öngörülemeyen
bir zaman diliminde, Datça dahil hiç bir yerde tezgah
açamayacaklardır; yani, 'yasaklı'dırlar.
Ülke genelinde sayıları
onbinleri bulan bu 'yasaklı' pazarcıların Datça'da yaşayanlarının
ve/veya Datça dışında yaşamalarına karşın Datça'da da tezgah
açtıkları için bir biçimde tanıdıklarımın şu an içinde
bulundukları maddi koşulları, halet-i ruhiyelerini ve
beklentilerini (ülke genelini de kavramamıza yardımcı olabilmesi
amacıyla) öğrenmek için, 3'ü Datça'da 4'ü de Datça dışında
yaşayan olmak üzere 7'si ile telefon üzerinden söyleştik:
BURAK GERİDÖNMEZ: Kadın dış
giyimi satıyor. Marmaris'te oturuyor ve oradan gelip gidiyor. Datça
dışında Ak-Tur'a, Ak-Tur açılıncaya kadar Turunç'a ve Muğla
merkezde Perşembe günleri açılan pazara çıkıyor. Evli. Çocuğu
yok. Eşi, çalışıyor. Kirada oturuyor. Bağ-Kur borcu var. Başka
borcu yok. Şu an keseden yiyorlar. Arkadaşlarıyla oluşturdukları,
13-14 kişilik bir Whatsapp grupları var;yolda belde gider gelirken
lazım olur, ortak bilgilenmeleri gereken bilgileri paylaşırız,
düşüncesiyle kurmuşlar.
Belediyeden, pazar yerine tezgah
açamadıkları süreçte işgaliyelerin borç hanesine işlememesi
gerektiğini, düşünüyor.Belediyenin yapabileceği başka bir şey
yok, diyor.
Esnaf Odası'nın kredi vereceğini
duyduğunu ama bu konuda fazlaca bir şey bilmediğini, sorup
soruşturacağını, söylüyor.
Hükumete, 'Sezona girecektik,
giremiyoruz. Destek paketi, diyorlar; bu ne ki? Bize nakdi destek
lazım. Açıklamalar muallak. Belirsiz bir süreç bu...süre belli
olsa, tedbirimizi alırız. Şimdi neye göre ne yapacağız?
Bilemiyoruz. Bize faizsiz kredi lazım; gelecek sezon ödemeli. Böyle
olmaz ise, biz bu aldığımız kredileri kış sezonunda nasıl
ödeyeceğiz? Bağ-Kur ötelendi, diyorlar. Gelecekte ödenir,
diyorlar. Kimsenin bu borcu böyle ödeme şansı yok. Bunu peşinen
söyleyeyim. Devletin yanımızda olmasını istiyorum. Biz onu
dinliyoruz. O da bizi dinlesin.Bizim yanımızda olsun.' diye
sesleniyor.
MEHMET SÖYLEMEZ (ATA): Ayakkabı
ve terlik satıyor. Datça'da oturuyor. Datça, Ak-Tur, Karaincir,
Palamutbükü, Çeşme Köy, Yazı Köy pazarlarına çıkıyor. Evi,
kira. Emekli. Evli. İki çocuğu var. Büyük çocuğu kız ve
üniversitede öğrenci. Oğlu, lisede okuyor. Eşi, çalışmıyor.
Toptancıya mal ve belediyeye işgaliye borcu var. Şu an keseden
yediğini, belediyenin, tezgah açamadıkları süreç için işgaliye
almamasını; önceki işgaliye borçlarını yapılandırmasını,
yoksa kimsenin bu borçları ödeyemeyeceğini, söylüyor.
Hükumetin faizsiz kredi
vermesini, bazı kurallar çerçevesinde değil, ihtiyacı olan
herkese vermesini, bunun başka yolu olmadığını; Kaymakamlıktan,
sosyal güvencesi olmayanlara 300-400 tl. verildiğini, duyduğunu
ama kendisi emekli olduğu için, bundan da yararlanamayacağını;
1600 tl. emekli maaşı aldığını, evin kira olduğunu ve bu
durumda bununla nasıl geçineceğini, soruyor.
TURGUT GÜN: Marmaris'te oturuyor.
3 kardeş olarak çalışıyorlar. Datça, Ak-Tur, Palamutbükü,
Karaincir, Beldibi, Söğüt, Bozburun, Selimiye ve Bayır
pazarlarına tezgah açıyorlar. Evli. İki çocuğu var ve ikisi de
okuyor. Plastik ve cam eşya mamulleri satıyorlar. 3 kardeşin
üçünün de evi var. Toptancılara, Esnaf Odasına, bankalara kredi
borçları var. Şimdi, eldekilerle bir şekilde geçinmeye
çalışıyorlar.
Belediye için, 'Kendisi de zor
durumda; ondan bir beklentimiz yok.' diyor. Üç kardeş, kendileri
çare arıyormuş. Bir an önce pazarların açılmasını,
bekliyorlarmış. Pazarların açılmadığı sürece işgaliyeler
konusunda, herkesin mağdur olacağını, söylüyor.
Hükumete, 'Gelir gideri zaten
karşılamıyordu, gelir giderek düşüyordu; ne yapılacaksa bir an
önce yapılmalı. Büyüklere verildi; bize de bir kaynak
ayırılsaydı da biz de açmasaydık. Elimiz kolumuz bağlı. Küçük
esnafa destek verilmeli.' diye sesleniyor.
HÜLYA ÇAKMAKOĞLU : Evli.
Datça'da oturuyor. Datça'ya ve Palamutbükü'ne çıkıyor. İki
çocuğu var; ikisi de kendilerine bakabilecek durumdalar. Ev,
kendisinin. Emekli maaşı var. Kredi kartı ve Bankalara kredi borcu
var. Mal borcu yok. Hali hazırda Datça Knidos Pazarcılar Derneği
başkanı. Başkanı olduğu derneğin, farklı mallar satan toplam
42 (kırk iki) üyesi var.
Belediye için 'Nakdi ve yiyecek
desteği yapmalı. İşgaliye borcunu ertelemeli, yarısını
affetmeli. Mutlaka yardım yapmalı. Belediye Başkanı ne
düşünüyorsa açıklamalı.' diyor.
Kaymakamın sosyal yardım yapması
gerektiğini, düşünüyor. Kaymakamlık bünyesindeki Sosyal Yardım
bölümündeki Deniz bey ile görüşmüş ve Deniz bey'in,
kendisine, Bağ-Kur'lu oldukları için 'yasaklı' kapsamına giren
pazarcılara yardım edemeyeceklerini; Yeşil Kart sahibi olsalardı,
yardım yapabileceklerini söylediğini, söylüyor.
Devlet için, 'Madem yasakladı,
destek vermeli. Nasıl geçineceğiz? Sosyal yardım yapılmalı.'
diye de ekliyor.
İBRAHİM KELEŞ : Marmaris'te
oturuyor. Evli. Evi, kira. İki çocuğu var ve ikisi de üniversitede
okuyor. Deri çanta, kemer vb. deri ürünleri satıyor. Datça,
Fethiye ve Fethiye/Hisar Önü pazarlarına tezgah açıyor. Kredi
kartı, SSK, Bankalara kredi ve piyasaya mal borcu var. Şimdilerde
kredi kartında yeyip geçiniyorlar.
Belediye için, 'Yardım
edebilirse etmeli; Ne yeyip ne içeceğiz? Erzak vb. olur;
çalışmıyoruz' diyor.
Hükumet için 'Kredi veriyormuş.
Geçmişte SSK borcum var. Sicilim temiz değil. Kefil istiyormuş;
neyin kefili? İhtiyacı olan kredi ister; biz kefil mi bulabiliriz?
Devlet bizi aç mı bırakacak? Bu durum ne kadar sürecek? Ne
yapacağız?..., diyerek, devam ediyor.
ERCAN GÜNGÖZ: Marmaris'te
oturuyor. Çocuklara ve büyüklere karışık penye giyim eşyaları
satıyor. Datça,Turunç ve Beldibi pazarlarına çıkıyor..Bekar.
Kirada oturuyor. Maliyeye, kredi kartına ve her yere borcu var.
Şimdilerde, hazırdan ve kredi kartından geçiniyor.
Belediyeden, işgaliyeleri
dondurmasından başka bir beklentisi, yok.
Hükumetin kredi ve kredi kartları
borçlarının faizini iptal etmesini; ana paraların ödenmesini de
ötelemesini istiyor. Halihazırdaki pakete göre, faiziyle birlikte
ötelendiğini, söylüyor ve peki, sonra ne olacak?, diye soruyor.
Bu borçlar , günü geldiğinde, nasıl ödenecekti?...
Bağ-Kur, vergi vb. zaten
ödeyemiyormuş. Önceki yıllarda, bu borçları Yaz sezonunda
ödüyormuş, ödeyemediği zaman ise öteliyormuş. Şimdi nasıl
yapacakmış? Ne zaman tezgah açılacağı belli değil; yardımcı
olsalar iyi olur, diyor. Bağ-Kur dondurulsun, vergi
dondurulsun... Eskileri yatırmayalım.... Tezgah açmaya başlayınca,
yeniden başlasın..., diye devam ediyor.
BİRCAN USTA ÜNSAL:Datça'da
oturuyor. Evi, kira. Eşinin 2, 2 de kendisinin olmak üzere toplam 4
çocukları olduğunu; 4'nün de kendilerine bakabildiklerini,
söylüyor. Kredi, Kredi Kartı, toptancı, Maliye...daha bir sürü
yere borçları varmış. Eşi ile birlikte bu işi yapıyorlar.
Buldan bezinden yapılma ağırlıklı bayan ve erkek giyim
satıyorlar. Datça, Ak-Tur, Palamutbükü ve zaman zaman da Yazı
Köy ile Çeşme Köy pazarlarına çıkıyorlar. Şimdilerde çağla
toplamaya gidiyor ve elde ne varsa onunla geçiniyorlarmış;
önümüzdeki sürece dair de, açık açık, hiç bir fikrinin
olmadığını, söylüyor.
Düşüncelerini, açık bir
biçimde ve en yalın kelimeler ile ifade etmekten kaçınmıyor:
'Esnaf Kefalet kredi veriyor; ama kime? Borçlar 3 ay erteleniyor;
ama 3 ay sonra kim ödeyecek? Kazancımız yok ki...3 ay sonra aynı
anda hepsini nasıl ödeyeceğiz? Bu, milletin gözünü boyamaktan
başka ne işe yarıyor? Kira, elektrik, su... Ödemeyi bile
düşünmüyorum. Versinler mahkemeye. Hakim sormayacak mı, neden
ödemiyorsun?, diye; ben de derim ki, neyle ödeyeceğim? Yok...
Devlet, 3 ay tezgah açmayın,
diyor ve biz de açmıyorsak, o zaman 3 aylık bütün borçları
silsin; kredi borcunu, kredi kartı borcunu, elektrik, su... desin
ki, ben ödüyorum. Ben o zaman göreyim Devletin, Hükumetin,
Bankaların... büyüklüğünü.... Pazara çıkma! Tamam, ama 3 ay
sonra bütün bu borçları nasıl ödeyeceğiz? Bunları, ödenmiş,
kabul edecekler; keyfimizden değil. Yaz bunları, aynen yaz; ben ne
söylüyorsam, yaz.
Pazarcılar, çalışan kesimlerin
en alt kısmıdır. Pazarcılık, çok zordur. Sen de yaptın;
bilirsin. Beni ne konuşturuyorsun? Öyle değil mi? Bu böyle
bilinmelidir. Ahım şahım bir gelirimiz de yok...Kredi kartı ile
geçiniyoruz.
Hükumetin yaptığı, benim
aklımla oynamaktır.
Belediyenin durumunu biliyorum.
Bir şey yapamaz. Çok zor dönüyor. Var olan bütçe ile ancak
kendini döndürüyor. Belediyenin yapabileceği bir şey olsa, bizim
belediye yapar. Bunu biliyorum.
Tezgah açmadığımız sürece
işgaliye almasa iyi olur; ama alır. Neden? Çünkü, ona sorarlar,
o nedenle o da bizden almak ister. O da sistemin içinde. Deseler ki,
her belediye kendi bildiği gibi yapsın; o zaman Datça belediyesi
almaz....'
***
Koronavirüs salgını ile
mücadele kısa sürede pozitif bir sonuca ulaştırılamaz ve
pazarcıların korktuğu gibi 2-3 ay ya da daha fazla sürer, haliyle
pazarcılar da pazar yerlerine tezgah açıp çarklarını
döndüremezler ise; bu, onların bazıları için tam bir yıkım
olur.
Pazarcılık yapmaları belirsiz
bir süre için yasaklanan bu pazarcılar, şu an var olan koşullarda
evlerini geçindiremeyecekleri için ev içi ve/veya yakın
çevreleriyle, kaçınılmaz olarak, çok ciddi sorunlar
yaşayacaklar; dahası, yeniden normal koşullara dönüldüğünde
ya bir kısmı artık bu işi yapamayacak kadar kötü durumda/batmış
ya da ödeyemeyecekleri bir borç batağı içerisinde ne
yapacaklarını bilemeyecek kadar şaşkın olacaklardır; 25 yılını,
pazarcılık yaparak yaşayan birisi olarak, bunları çok rahat
öngörebilirim.
Bu nedenle, şu an tezgah açmaları
yasaklanan pazarcıların sesine kulak verilmeli ve Belediyeler,
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları, Devlet olarak onların dertlerine deva
olunmaya çalışılmalıdır; şimdi, bugüne kadar söylenen her
şeyin test edileceği ve ayan beyan görüleceği günleri
yaşıyoruz.
(Not:1-Bu yazı yazılırken, bir
sorumuz üzerine, Datça Belediyesi'nden yetkili bir kişi, Belediye
Başkanı'nın, pazarcıların, Koronavirüs salgını günlerinde
(yasak nedeniyle) tezgah açamadıkları günler için işgaliye
parası ödemeyeceklerini, söylediği, bilgisini verdi.
2- Hükumet'in açıkladığı 100
milyar tl. civarındaki 'Destek Paketi' içerisinde esnafa yönelik
olarak sözü edilen 25 bin ve 50 bin tl. kredilerle ilgili
pazarcı esnafının duyumlarını ve beklentilerini ilettiğimiz
Datça Esnaf ve Sanatkarlar Odası başkanı Cemal Demirtaş,
şunları söyledi: Bu krediler ve pazarcı esnafının bu kredilerden
yararlanacağı duyumları doğrudur. Ancak, bu kredilerden
yararlanmak için, tabir-i caizse sicilin temiz olması
gerekmektedir. Sicilin temiz olması da yeterli değildir; bu devirde
kefil bulmak kolay olmadığından ve haliyle kimse kefil
bulamayacağından, kefil bulma konusunu pas geçiyoruz; aracın
kasko değerinden ya da başka bir şeyin ipotek edilmesi, yani
teminat olarak gösterilmesi gerekmektedir. Bu olmaz ise, krediden
yararlanamıyorsun. Haliyle, bugün bu kredilerden, yalnızca durumu
iyi olanlar yararlanabilir. Hükumet'in bu paketi iyileştirmesi,
esnafı desteklemesi gerekir. Ayrıca, bu kredilerin yalnızca bir
banka üzerinden yapılması da doğru değildir; diğer bankalar da
bu konuda devreye sokulmalıdır. Halk bankası, bu konuda Esnafı
Kooperatife yönlendiriyor. Onlar da işi zorlaştırıyorlar.
Gittim, onlarla konuştum; 15 bin tl. kadar kredileri kişiye verin;
kefil vb. bir şey istemeyin. 15-30 bin tl. arasında kefil isteyin,
sonra ipotek isteyin vb., ama hayır, ikna edemiyorum. Sorun çok....
3-Pazarcı esnafının bu konudaki
sorularının yanıtlarını bulabilmek için Datça'daki esnafın
kredi gereksinimlerini karşılamakla görevli Esnaf Kefalet ve Kredi
Kooperatifi Datça Şubesi Başkanı Hasan Esat Deniz'i de aradım:
Esat bey, kendilerine kredi için baş vuracak esnafın ilk kez mi
kredi talebinde bulunduğunun ya da daha önce de kredi kullanan
birisi mi olduğunun önemli olduğunu, söyleyerek açıklama yaptı:
Eğer, kredi talebinde bulunan esnaf daha önce de kredi kullanmış
ve ödemelerinde herhangi bir sıkıntı yaratmamışsa, bir başka
deyişle sicili temiz ise, Kooperatif olarak, o esnafın kefil bulup
bulamayacağına bakıyor ve eğer hem sicili temiz hem de kefil
bulamayacağı kanısına varırlarsa, o esnafa, 25 bin tl. kadar
kefilsiz kredi verebiliyorlarmış; elbette, onların hazırladığı
dosyanın, Halk Bankası tarafından da onaylanması gerekiyormuş.
Açıklamaların özünün şu
olduğunu söyleyebiliriz: Kooperatif, kendileri açısından
sicilinde sorun bulunmayan bir esnafa kefilsiz kredi verebiliyor ve o
esnafın dosyasını hazırlayarak Halk Bankasına yolluyor; ama
ister bu biçimde ister kefilli olarak Halk Bankası'na dosyaları
gönderilen esnafın banka tarafından yapılan incelemesinde, kredi
ya da kredi kartı ödemelerinde herhangi bir soruna rastlanırsa,
banka, otomatikman o esnafın dosyasını ilerletmiyor ve geri
gönderiyormuş.
Bu durumda, Hükumet'in, Halk
Bankası'nın esnaf kredilerine yönelik kriterleri konusunda yeni
bir düzenleme yapılması gerektiğini bankaya söylemesi gerekiyor;
anlatılanlardan, yapılması gerekenin bu olduğu anlaşılıyor.
4- Bu konuda en tam ve sağlıklı
bilginin alınabileceğini düşünerek, Esnaf Kefalet ve Kredi
Kooperatifleri Birliği'nin /TESKOMB) Ankara'daki Merkezi'ne 30.03.2020 günü
bir mail atarak, bu konuda durumun ne olduğunu ve bize yazılı bir
veri yollayıp yollayamıyacaklarını sordum; 24 saat geçti ve hala
beklemeye devam ediyorum.)
31.03.2020/Datça
Mehmet Erdal
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder