2021.11.27.CEZAEVİ YAZILARI-80: BUGÜNE KALANLARA DAİR
CEZAEVİ YAZILARI-80: BUGÜNE KALANLARA DAİR
1 Ağustos 1991 günü yeniden özgürlüğe adım atan siyasi tutsakların 1 Ağustos gününden sonraki özel, siyasal ve toplumsal konumlarını, bu konumlarının yol açtığı çok yönlü öznel sorunları anlayabilmek için, 31 Temmuz akşamına dönmek gerekir; sorunu, bu bütünsellik içinde ele almayan bütün değerlendirmeler, eksiktir ve yanlıştır. (*)
“Cezaevi yazıları”, bir yönüyle, bu kapsamda yapılabilecek farklı ölçekteki değerlendirmeler için yazılı materyal olabilmesi amacıyla paylaşılma gereği duyulmuş yazılar, olarak görülebilir.
Daha önce de yazmıştım; umarım, ki gönlümden geçen de odur, “Cezaevi anılarını" değil, “Cezaevi yazılarını", yani 30-40 yıl önce, 12 Eylül döneminde uzun süre cezaevinde yatarken şu veya bu biçimde not tutan ve bu notlarını bir biçimde kamuoyu ile paylaşan/paylaşmayı düşünen tek kişi olmam.
***
“Cezaevi yazıları”, yazılarımı sabırla okumuş olanların gördüğü üzere, 1986-1987 yılları sonrasını kapsamaktadır; bunun nedeni, Aydın ve Nazilli E Tipi Kapalı Cezaevlerinde, bir yönüyle “yurt dışı” kaynaklı olarak yaşanan o “sağlıksız” ayrışmaların, bölünmelerin, ötekileştirmelerin, duygusal kırılmaların..., asıl olarak bu yıllardan itibaren (kökleri öncesi yıllarda bulunsa da) gözle görülür hale gelmesi ve cezaevi dışına da (Ege'ye) yansımaya başlamasıdır.
Biz, Devrimci Yolcular olarak, 1988 yılı ortalarında, Aydın E Tipi Özel Kapalı Cezaevinde PKK'lı siyasi tutsakların kaldığı koğuşların birisinin çatısında çıkan yangın (20 Mayıs) ve ardından ortaya çıkarılan tünel öncesinde “doğal” bir birliktelik içerisinde bir arada yaşamamızı sürdürüyorduk (**); yaşanan direnişten sonra gündeme gelen “zorunlu koğuş dağılımı” sırasında “gönüllü” olarak üçe (3) ayrıldık (Haziran ayı sonları). (***)
1988 Ekim ayı sonlarında (21 Ekim) Nazilli E Tipi Kapalı Cezaevine nakil olduğumuz gün, o günlerde kendilerini “Devrimci İşçi”nin ve olmayan “Devrimci Yol Örgütü”nün Aydın/Nazilli Cezaevi birimi olarak tanımlayan bazı arkadaşlarımızca rızamız hilafına yapılan koğuş düzenlemesi ise, tam anlamıyla, bir “ötekileştirme” operasyonu idi; yani, 7. Koğuşa gönderilen bizler, o arkadaşlarımızca, “ötekiler” idik. (****)
“Ötekiler” olarak görülüp “zoraki” bir araya getirilenlerin arasından bir nedenle bir süre sonra ayrıldım (Nisan 1989 sonu) ve 1991 yılı 1 Ağustos günü tahliye oluncaya kadar, (Devrimci Yolcu olmayan siyasi tutsakların arasında) yalnız yürüdüm. (*****)
***
Aradan 30 yıl geçti; şimdi, her birimiz, bir yerlerdeyiz; kendimizce yaşıyor ya da doğru olduğuna inandığımız bir yolda yürüyoruz.
İstemediği kimseye söylemek zorunda olmadığı nedenlerle kendi kabuğuna çekilen ve mütevazi bir yaşam sürdüren ya da bugün, inandığı yolda yürümeye devam eden “eski yol arkadaşlarımızın" bu tercihlerine saygı duyuyorum.
Ben, şu an, bulunduğum yerdeyim. (******)
Bu kadar!
27.11.2021/Datça/Mehmet Erdal
(*) Ben, 12 Eylül sabahı ve sonrasında olup bitenleri anlamak için de 11 Eylül akşamına dönmek gerektiğini, düşünüyorum, ki bu düşüncemi hiç bir yerde paylaşmamış da değilim. (Bu çerçevede değerlendirilebilecek notlarım için, Bknz: 'Örgüt' dediğin nedir ki?1,2,3,4,5,6,7,8,9/ http://mehmeterdalyazilar.blogspot.com)
(**)
Aydın/17.8.1987/8-12 Koğuş bahçesiAydın/Ocak 1988/8-12 bahçesi/Erol Gündüz'ün tahliye günü
(***) Koğuş ayırımının yapılacağı gün, 21 kişi, “gönüllü” olarak 8. koğuşa geçmek için el kaldırdık; ölümü sonrası bazılarının spekülatif yorum yapmaya yeltendikleri Ali Bilgi arkadaşımız da bu ayrışmada bizimle idi.
Aydın/22.7.1988/8. Koğuş tam kadroAydın/8.Koğuş/Temmuz 1988
(****) 7. Koğuş
Nazilli/7.Koğuş/25.02.1989(*****) Yalnız yürümeye başladığım Mayıs 1989 sonrası.
Nazilli/6-14.Koğuşlar/Haziran 1989Nazilli/8-12. Koğuşlar/19.09.1989 Nazilli/8-12. Koğuşlar/19.09.1989 Nazilli/8-12.Koğuşlar/17.10.1989 Nazilli/12. Koğuş/12.12.1989 Nazilli/8-12. Koğuşlar/22-23.04.1990
(******) “Cezaevi yazıları”nın bu son bölümünde daha farklı bir şeyler yazmayı düşünüyordum, vazgeçtim.
Yaşanılanlara dair anlatılanları ve kişilerin rolünü sorgulamak, tarihin ve tarihçilerin işidir.
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder